giovedì 2 ottobre 2025

Lazio İdare Mahkemesi: Resmî ikamet kaydı olmadığı için AB uzun süreli oturum izni reddi onandı

 

Lazio İdare Mahkemesi: Resmî ikamet kaydı olmadığı için AB uzun süreli oturum izni reddi onandı

Lazio Bölgesel İdare Mahkemesi (Birinci Daire – Ter), 30 Eylül 2025 tarihinde yayımlanan 16876/2025 sayılı kararıyla (RG n. 7473/2022), Roma Emniyet Müdürlüğü’nün AB uzun süreli oturum iznini vermeyi reddeden kararına karşı açılan davayı reddetti.

Olay

Davacı, karara karşı yetki aşımı, kanun ihlali ve gerekçe yetersizliği iddialarıyla itiraz etti. İtirazında, “ikamet kaydında bulunamadığı için” nüfus kayıtlarından silinmiş olsa da, aslında geçerli bir adresi olduğunu ve bunun normal bir oturum izni için yeterli sayılması gerektiğini savundu. Ayrıca, idarenin yeni unsurları – örneğin Mart 2022’de alınan yeni ikamet belgesini – dikkate alması gerektiğini ileri sürdü.

Öte yandan, İçişleri Bakanlığı ve Roma Emniyet Müdürlüğü, Devlet Avukatlığı aracılığıyla temsil edilerek davanın reddini talep ettiler.

Mahkemenin gerekçeleri

Mahkeme, iddiaları haksız bularak şunları vurguladı:

  • Reddin verildiği tarihte (Nisan 2022), davacı hâlâ Temmuz 2019’dan beri Roma Belediyesi nüfus kayıtlarından “bulunamadığı” gerekçesiyle silinmişti;

  • Resmî ikamet ve istikrarlı bir konut durumunun kanunen, oturum izni almak için – ister çalışma ister uzun dönem oturum izni olsun – vazgeçilmez bir koşul olduğu;

  • Sonradan sunulan unsurlar, örneğin 2022’deki yeni ikamet belgesi, daha önce verilmiş kararın hukuka uygunluğunu değiştirmez, yalnızca yeni bir başvuruya dayanak oluşturabilir.

Mahkeme ayrıca, yerleşik içtihatlara atıf yaptı: ikamet kayıtlarında “bulunamayan” statüsünde olmak, oturum izni verilmesine veya yenilenmesine engel teşkil eder.

Kararın sonucu

Mahkeme davayı reddetti. Bununla birlikte, davanın özelliği dikkate alınarak yargılama masraflarının taraflar arasında karşılıklı olarak kaldırılmasına karar verildi. Ayrıca, tarafların kimlik verilerinin gizlenmesi talimatı, Gizlilik Kanunu ve AB Genel Veri Koruma Tüzüğü 2016/679 uyarınca verildi.

Kararın önemi

Bu karar, göç hukukunda temel bir ilkeyi bir kez daha teyit ediyor: kesin ve istikrarlı bir ikamete sahip olmak, AB uzun süreli oturum izni için vazgeçilmez bir şarttır. Nüfus kaydında bulunmama veya “bulunamayan” statüsü, başvurunun reddi için yeterli yasal gerekçe oluşturmaktadır.


✍️ Av. Fabio Loscerbo

Lazio İdare Mahkemesi: 2020 affı başvurusunun devamsızlık ve belge eksikliği nedeniyle arşive alınması hukuka uygundur

 Lazio İdare Mahkemesi: 2020 affı başvurusunun devamsızlık ve belge eksikliği nedeniyle arşive alınması hukuka uygundur


Lazio Bölgesel İdare Mahkemesi (Birinci Daire – Ter), 30 Eylül 2025 tarihinde yayımlanan 16915/2025 sayılı kararıyla (RG n. 7988/2022), Roma Valiliği’nin 2020 affı kapsamında yapılan bir düzensiz çalışma başvurusunu arşive alma kararına karşı açılan davayı reddetti.


Olay


Davacı, karara üç ana gerekçeyle itiraz etmişti:


241/1990 sayılı Kanun’un 10-bis maddesinin ihlali, çünkü reddin ön bildiriminin kendisine tebliğ edilmediğini ileri sürdü;


Aynı kanunun 2. maddesi ve 286/1998 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 5. maddesinin ihlali, çünkü oturma izninin yenilenmesi için şartların mevcut olduğunu savundu;


Prefektörlükteki randevuya katılmadıkları gerekçesine dayalı hatalı gerekçe.


İçişleri Bakanlığı ve Roma Valiliği, Devlet Avukatlığı aracılığıyla idari işlemlerin hukuka uygun olduğunu savundu.


Mahkemenin kararı


Mahkeme davayı haksız buldu ve şu hususları vurguladı:


Red ön bildiriminin hem işverene hem de çalışana iletildiği ve engelleyici gerekçelerin açıklandığı;


Tarafların ikamet sözleşmesini imzalamak ve gerekli belgeleri sunmak üzere çağrıldığı;


Ancak ne randevuya katıldıkları ne de sonradan herhangi bir belge ya da mazeret sundukları.


Bu devamsızlık ve belge eksikliği, idarenin oturma izninin verilmesi için gereken şartları doğrulamasını engelledi. Özellikle işverenin gelir şartı, İçişleri Bakanlığı’nın 27 Mayıs 2020 tarihli kararıyla öngörülen katkı payının ödenmesi ve çalışanın İtalya’da bulunma şartı (fotoğrafla kimlik tespiti yoluyla) teyit edilemedi.


Sonuç olarak arşive alma kararı hukuka uygun bulundu ve dava reddedildi.


Yargılama giderleri


Mahkeme, davayı reddetmesine rağmen, davanın konusunun anayasal önemi nedeniyle yargılama giderlerinin taraflar arasında karşılıklı olarak kaldırılmasına karar verdi. Bu, her işçinin – yabancı işçiler de dahil – onurlu ve özgür bir yaşamı güvence altına alan bir işe sahip olma hakkına atıfta bulunularak gerekçelendirildi.


Kararın önemi


Bu karar, 2020 affı başvurularında usul adımlarına riayet edilmesinin önemini bir kez daha teyit ediyor. Gelir, katkı payı ve İtalya’da bulunmaya ilişkin belgeler sunulmadığında, idare başvuruyu arşive almaktan başka bir yol izleyemez.


✍️ Av. Fabio Loscerbo

Lazio İdare Mahkemesi: İkamet sözleşmesi olmadan çalışma izni başvurusu reddedildi

 

Lazio İdare Mahkemesi: İkamet sözleşmesi olmadan çalışma izni başvurusu reddedildi

Lazio Bölgesel İdare Mahkemesi (Birinci Daire – Ter), 1 Ekim 2025 tarihinde yayımlanan 16917/2025 sayılı kararıyla (RG n. 9777/2025), bir yabancı vatandaşın Roma Emniyet Müdürlüğü’nün, 2021 akışlar kararnamesi kapsamında yapılan ilk çalışma izni başvurusunu “kabul edilemez” ilan eden kararına karşı açtığı davayı reddetti.

Olay

Davacı, 2 Mayıs 2025 tarihli Roma Emniyet Müdürlüğü kararını iptal ettirmek istemiştir. Karar, ikamet sözleşmesinin sunulmaması nedeniyle başvuruyu reddetmişti. Davacı, Roma Valiliği’nin henüz kendisini Göçmenlik Tek Nokta Ofisi’ne çağırmadığını, dolayısıyla idarenin kararının hukuka aykırı olduğunu savundu.

Buna karşılık, Emniyet ve İçişleri Bakanlığı, Devlet Avukatlığı aracılığıyla yaptıkları savunmada işlemlerin hukuka uygun yürütüldüğünü, başvurunun kanunda öngörülen şekli şartlar yerine getirilmeden yapıldığını ileri sürdüler.

Mahkemenin kararı

Mahkeme, iddiaları dayanaksız buldu ve şu ilkeleri vurguladı:

  • İkamet sözleşmesi zorunludur: Göçmenlik Tek Nokta Ofisi’nde imzalanmadan çalışma izni verilemez.

  • Valiliğin gecikmesi aşılabilecek bir durum değildir: Çağrıda gecikme veya hareketsizlik olduğunda, doğru yol “sessizlik davası” açmaktır (İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31 ve 117. maddeleri). Başvurunun doğrudan emniyete yapılması mümkün değildir.

  • İşverenin rolü: İşverenin de süreci hızlandırmaya yönelik somut girişimlerde bulunmadığı tespit edilmiştir.

Mahkeme, Yabancılar Kanunu’nda öngörülen prosedürün (286/1998 sayılı Kanun’un 22/5-ter ve 6. maddeleri; 394/1999 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 35 ve 36. maddeleri) izlenmediğini belirterek ret kararının kaçınılmaz olduğunu ifade etti.

Yargılama giderleri

Davayı reddetmesine rağmen, Mahkeme davanın özelliği ve Valiliğin gecikmesi nedeniyle yargılama giderlerinin taraflar arasında karşılıklı olarak kaldırılmasına karar verdi.

Kararın önemi

Bu karar, aynı mahkemenin daha önce verdiği (33650/2025 ve 12831/2025 sayılı kararlar) emsal niteliğindeki içtihatlarını teyit etmektedir. Yabancı işçilerin akışlar kararnamesi kapsamında giriş prosedürleri, ikamet sözleşmesinin imzalanması aşaması atlanmadan tamamlanmalıdır.

Karar, valiliklerin gecikme yaşattığı tüm durumlarda etkili olacaktır: Yabancı işçiler ve işverenler süreci hızlandırmak için mutlaka “sessizlik davası” yoluna gitmek zorunda kalacaklar; Göçmenlik Tek Nokta Ofisi aşamasını atlamaları mümkün değildir.


✍️ Av. Fabio Loscerbo

Lazio İdare Mahkemesi: Resmî ikamet kaydı olmadığı için AB uzun süreli oturum izni reddi onandı

  Lazio İdare Mahkemesi: Resmî ikamet kaydı olmadığı için AB uzun süreli oturum izni reddi onandı Lazio Bölgesel İdare Mahkemesi (Birinci ...