Uluslararası veya tamamlayıcı koruma başvuru sahiplerinin banka hesabı açma hakkı
Bir banka hesabı açmak bir ayrıcalık değil, temel bir haktır.
Uluslararası veya tamamlayıcı koruma başvurusunda bulunan kişiler için bu hak, toplumsal, mesleki ve idari bütünleşmenin ilk adımıdır. Ancak yasal düzenlemeler açık olmasına rağmen, bazı postaneler ve bankalar hâlâ bu hakkın uygulanmasında tereddüt göstermekte, böylece eşitlik ilkesinin uygulamada tam olarak yerleşmediğini ortaya koymaktadır.
1. Hukukî çerçeve: Tanınmış bir sübjektif hak
İtalya Ekonomi ve Maliye Bakanlığı’nın 70/2018 sayılı Kararnamesi ile “temel hesap” (conto di base) uygulaması yürürlüğe girmiştir.
Bu hesap türü, Avrupa Birliği sınırları içinde yasal olarak ikamet eden herkesin — gelir durumu fark etmeksizin — açabileceği bir banka hesabıdır ve uluslararası veya tamamlayıcı koruma başvuru sahiplerini de kapsar.
Söz konusu kararname, 2014/92/AB Direktifi uyarınca, her bireye para yatırma, çekme, ödeme ve transfer gibi temel bankacılık hizmetlerinden yararlanma hakkı tanımaktadır.
Dolayısıyla bu hak, tam bir sübjektif haktır ve kişi İtalya’da yasal olarak ikamet ediyorsa, uyruğu veya statüsü gerekçe gösterilerek sınırlandırılamaz.
2. Poste Italiane talimatları: Geçici oturma izniyle hesap açılabilir
Nisan 2019 tarihli İtalyan Bankalar Birliği (ABI) Genelgesi sonrasında Poste Italiane S.p.A., Haziran 2019 tarihli iç genelgesiyle koruma başvuru sahiplerinin, geçici oturma izni veya yenileme başvuru belgesi ile Bancoposta temel hesabı açabileceklerini açıkça belirtmiştir.
Bu belgeler, 142/2015 sayılı Yasa Kararnamesi ve onu değiştiren 113/2018 sayılı Kararname uyarınca düzenlenmektedir.
Yazar tarafından yapılan başvurulara yanıt olarak gönderilen resmi yazılarda (protokol numaraları: PB-250109170/2025, PB-250521121/2025, PB-250201058/2025 ve PB-250606324/2025) şu hususlar net biçimde belirtilmiştir:
-
Uluslararası veya tamamlayıcı koruma başvurusu için verilen geçici oturma izni, kimlik tespiti ve hesap açılışı için geçerli bir belgedir;
-
Eğer vergi numarası (codice fiscale) belgede yer alıyorsa, bu belge aynı zamanda vergi kimliği olarak da kullanılabilir;
-
Temel hesap her durumda açılabilirken, IBAN’lı ön ödemeli kartlar gibi diğer finansal ürünler kalıcı oturma izni gerektirebilir.
3. Tamamlayıcı koruma: Aynı hak, farklı dayanak
286/1998 sayılı Yasa Kararnamesi’nin 19. maddesi, 1. ve 1.1. fıkraları, insanın temel haklarını ihlal edecek her türlü sınır dışı etme veya geri gönderme işlemini yasaklamaktadır.
Bu nedenle tamamlayıcı koruma sahibi kişi yasal ikamet eden sayılır ve uluslararası koruma sahipleriyle aynı sivil ve sosyal haklara sahiptir.
Bu hakların arasında banka hesabı açma hakkı da yer almaktadır.
Yazar tarafından takip edilen birçok olayda Poste Italiane, özel veya tamamlayıcı koruma izninin kimlik tespiti için geçerli olduğunu onaylamış ve bu kişilerin de 70/2018 sayılı Ekonomi ve Maliye Bakanlığı Kararnamesi kapsamına dâhil olduğunu belirtmiştir.
4. Reddin hukuka aykırı ve ayrımcı olduğu durumlar
Uluslararası veya tamamlayıcı koruma başvuru sahibine hesap açılmasının reddedilmesi, tanınmış bir sübjektif hakkın ihlali anlamına gelir.
Bu tür davranış, hukuki dayanağı olmayan ve potansiyel olarak ayrımcı bir eylemdir, çünkü kişinin yasal statüsüne dayanarak temel hizmetlere erişimi engeller.
Bu durumlarda başvuru sahibi şunları yapabilir:
-
Poste Italiane veya ilgili bankaya yazılı şikâyet sunmak;
-
Bankacılık ve Finans Tahkim Kurulu’na (ABF) başvurmak;
-
İhlali İtalya Merkez Bankası’na (Banca d’Italia) bildirmek.
5. Banka hesabı: entegrasyonun bir aracı
Bir banka hesabına sahip olmak, kişinin maaş alabilmesi, kira ödeyebilmesi, sağlık hizmetlerine erişebilmesi ve ekonomik yaşama katılabilmesi anlamına gelir.
Bu hakkın reddedilmesi, entegrasyonu engeller ve kişiyi kayıt dışılığa iter.
Bu nedenle, bankacılık hizmetlerine erişim, ekonomik vatandaşlığın bir biçimi olarak görülmelidir — uluslararası ve tamamlayıcı korumanın sağladığı hukukî güvencenin tamamlayıcısıdır.
6. Sonuç
Uluslararası veya tamamlayıcı koruma başvuru sahibinin banka hesabı açma hakkı, hem İtalyan hukukunda hem de Avrupa Birliği direktiflerinde açıkça tanınmıştır.
Kurumlar ve finansal kuruluşlar bu hakkı fiilen garanti etmekle yükümlüdürler.
Bu, yalnızca yasal bir zorunluluk değil, aynı zamanda sosyal adaletin ve entegrasyonun somut bir göstergesidir.
Bir hesabın açılmasını sağlamak, onur, bağımsızlık ve yasallık kazandırmak demektir — entegre bir toplumun üç temel direği.
Avv. Fabio Loscerbo
Göç Hukuku Uzmanı Avukat
www.avvocatofabioloscerbo.it
Nessun commento:
Posta un commento