Uluslararası korumaya erişim ve kurumsal/örgütsel ayrımcılık yasağı – Torino Asliye Mahkemesi, Dokuzuncu Medenî Daire, 4 Ağustos 2025 tarihli karar üzerine not, R.G. 9257/2025
1) Giriş
İnceleme konusu karar, (a) uluslararası koruma başvurusunun bölgesel olarak yetkili Polis Müdürlüğünde (Questura) resmî kayda alınması hakkının tespiti ve (b) Torino Polis Müdürlüğü Göçmenlik Bürosunca benimsenen örgütsel modelin ayrımcı niteliğinin tespiti taleplerini içeren toplu bir davayı sonuçlandırmaktadır. İlk aşamadaki ihtiyati müdahalede idareye başvuruları kabul edip kayda alma yükümlülüğü getirilmiş; esasa ilişkin aşamada mahkeme, formalizasyona dair talep yönünden dava konusunun ortadan kalktığını (yargılama sırasında amacın gerçekleşmesi sebebiyle) belirlemiş, ayrımcılıkla mücadele davasını ise kabul ederek yapısal/uyarlayıcı emirler tesis etmiştir.
2) Davanın konusu ve talepler
Temel talepler şunlardır: i) 25/2008 sayılı Yasama Kararnamesi’nin 26. maddesi uyarınca, “ikamet”in bulunduğu yer itibarıyla yetkili Questura nezdinde uluslararası koruma başvurusunda bulunma hakkının tespiti; ii) Göçmenlik Bürosu’na erişimde uygulanan pratiklerin ayrımcı niteliğinin tespiti ve 150/2011 sayılı Yasama Kararnamesi m. 28 uyarınca etkilerin giderilmesi ve yayım tedbirlerinin hüküm altına alınması.
3) Normatif çerçeve
– d.lgs. 25/2008 m. 26: Başvurunun, “ikamet”e göre yetkili Questura’ya yapılması; “ikamet” kavramı, biçimcilikten uzak, işlevsel bir anlayışla yorumlanmalı ve 2013/32/AB sayılı Direktif m. 6 ile öngörülen “usule etkin erişim” ilkesiyle uyum içinde değerlendirilmelidir.
– Ayrımcılıkla mücadele: d.lgs. 286/1998 m. 43 ve d.lgs. 150/2011 m. 28, hukuk hâkimine ayrımcı davranışı durdurma, sonuçlarını giderme ve önleyici örgütsel planlar (yayım dâhil) emretme yetkisi tanır.
4) Usulî seyir
Dava Mayıs 2025’te açılmış; HUMK m. 669-sexies (İt.) uyarınca beyanlar alınmış; 2025 Haziranı sonunda verilen ihtiyati kararla Questura’nın kısa süre içinde başvuruları kabul edip kayda alması emredilmiştir. Esasa ilişkin duruşma 2025 Temmuz ortasında yapılmış; dosya hükme bağlanarak 4 Ağustos 2025’te karar açıklanmıştır.
5) “İkamet” ve Questura’nın yetkisi
Mahkeme, her bir davacı yönünden Torino’da geçici ya da geçiş niteliğinde dahi olsa ikametin mevcut olduğunu kabul etmiştir. Buna bağlı olarak, Questura’nın yetkisinin doğması için “alışılagelmiş ikamet” veya medeni hukuk anlamında yerleşim yerinin zorunlu olduğuna dair tez reddedilmiştir. Bu yorum, ispat külfetini erişimi fiilen imkânsız ya da aşırı derecede güç hâle getirecek bir engel seviyesine çıkaran uygulamaların, AB hukukunun etkinlik ilkesine aykırı biçimde işlemesini önler.
6) Örgütsel modelin ayrımcı profili
Karar, idari pratiğin nesnel unsurlarına dayanır: fizikî kuyruklar üzerinden kotaya dayalı giriş, kamu idaresinin diğer kullanıcılarına sağlananlarla eşdeğer dijital randevu kanallarının yokluğu, şeffaf olmayan seçme kriterleri ve bazı günlerde uyruğa göre filtreleme. Bu yöntemler, temel hakların kullanımını belirleyen bir kamu hizmetine erişimde, “uyruk” unsuruyla doğrudan bağlantılı biçimde daha az elverişli muamele üretir (yargılama süresince yasal ikamet, kanundaki sürelerden sonra çalışma imkânı, nüfus kaydı, sağlık hizmetleri vb.).
7) İspat yükü ve ispat standardı
d.lgs. 150/2011 m. 28/4 uyarınca, davacılar ayrımcılığı makul biçimde gösteren emareler ortaya koyduklarında, inkâr yükü idareye geçer. İdarenin itiraza konu pratiklere ilişkin etkili bir karşı delil sunamaması, emareler bütününü pekiştirmiş ve doğrudan (kollektif nitelikte dahi) ayrımcılığın tespitine yol açmıştır.
8) Emredilen yapısal çare
Mahkeme, hukuka aykırı pratiği men etmekle yetinmemiş; erişim ve randevu süreçlerinin yönetimi için dört ay içinde uygulanacak dijitalleştirilmiş/BT tabanlı bir örgütsel modelin benimsenmesini, üçüncü sektör kuruluşlarının aracılığı ve belgeli/ belgesiz başvuran ayrımı ile birlikte emretmiştir. Bu modelin, öngörülü (prognostik) bir değerlendirmeyle, ayrımcılığın tekrarlanmasını önlemeye ve hizmete erişimde maddi eşitliği sağlamaya elverişli olduğu kabul edilmiştir.
9) Hüküm (dispositivo)
– Göçmenlik Bürosu’na erişimin organizasyonundan kaynaklanan doğrudan (kollektif) ayrımcılığın varlığı tespit edilmiştir.
– Dört ay içinde dijitalleştirilmiş bir örgütlenme sisteminin benimsenmesine hükmedilmiştir.
– Kararın kurumsal kanallarda ve ulusal tirajlı bir gazetede yayımlanmasına (bilgilendirme ve caydırma işlevi) hükmedilmiştir.
– Yargılama giderleri idare aleyhine; yargılama sırasında yerine getirilen formalizasyon talebi bakımından dava konusunun kalmadığı tespit edilmiştir; bir davacı yönünden feragat nedeniyle davanın sona erdiği belirtilmiştir.
10) Son değerlendirmeler
Karar iki sistemsel boyutuyla öne çıkar:
(i) Usule etkin erişim: “ikamet”in işlevsel yorumu, örgütsel düzenlemelerin giriş bariyerine dönüşmesini ve 2013/32/AB Direktifi m. 6 ile çelişmesini engeller.
(ii) Örgütsel çareler: uyarlayıcı emirler ve yayımın—ayrımcılık davalarına özgü araçların—kullanılması, ihlalin yapısal nedenini hedef alır; salt men kararıyla yetinmeyip doğrulanabilir sonuçlara yönelen bir idari eylem standardı tesis eder.
Av. Fabio Loscerbo
Nessun commento:
Posta un commento