domenica 17 agosto 2025

Iure sanguinis Vatandaşlık: Anayasa Mahkemesi’nin 142/2025 Sayılı Kararından Sonra Ne Değişti?

 

Iure sanguinis Vatandaşlık: Anayasa Mahkemesi’nin 142/2025 Sayılı Kararından Sonra Ne Değişti?

1. Olay

31 Temmuz 2025 tarihli ve 142 sayılı kararıyla Anayasa Mahkemesi, 5 Şubat 1992 tarihli ve 91 sayılı Kanun’un 1. maddesi, 1. fıkrası, (a) bendinin anayasaya uygunluğuna ilişkin çeşitli meseleleri incelemiştir.
Bu hüküm, İtalyan vatandaşı bir anne veya babanın çocuğuna, nesiller arasında herhangi bir sınır koymaksızın ve İtalya ile ek bir bağ şartı aramaksızın, doğumla vatandaşlık verilmesini öngörmektedir.

Bologna, Roma, Milano ve Floransa mahkemeleri; yurt dışında doğmuş, orada ikamet eden ve başka bir vatandaşlığa sahip olan İtalyan kökenli başvurucuların davalarını Anayasa Mahkemesi’ne taşımışlardır. Esas eleştiri, yürürlükteki düzenlemenin İtalya’nın hukuk düzeni ile fiili bir bağ sağlamadığı yönündeydi.

2. Karar

Mahkeme, ileri sürülen meselelerin çoğunu kabul edilemez, geri kalanlarını ise dayanaksız buldu.

  • Kabul edilemezlik: Mahkeme, vatandaşlığın kazanılma kriterlerini belirlemenin yasama organına ait olduğunu açıkladı. Yargısal bir manipülasyon müdahalesi, geniş takdir yetkisi gerektirecek ve anayasa yargıcının işleviyle bağdaşmayacaktı.

  • Dayanaksızlık: Diğer vatandaşlık mekanizmalarına kıyasla makul olmayan farklı muamele iddiası kabul edilmedi; zira “durumların esaslı benzerliği” bulunmamaktaydı.

  • Yeni mevzuat: Mahkeme, iure sanguinis vatandaşlığın otomatik kazanımını sınırlayan 36/2025 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (daha sonra 74/2025 sayılı Kanuna dönüştürülmüştür) kapsamındaki reformu incelemedi. Çünkü bu kanun derdest davalara uygulanabilir değildi.

3. Pratik Sonuçlar

Alana hâkim uygulayıcılar için kararın bazı doğrudan sonuçları bulunmaktadır:

  • Devam eden davalar, 91/1992 sayılı Kanun’un 1. maddesi temelinde, nesil sınırlaması olmaksızın sürecektir: Mahkeme mevcut hükme müdahale etmemiştir.

  • Yeni başvurular, 74/2025 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden sonra yapılmışsa, yeni şartlara göre değerlendirilecektir (örneğin nesil sınırları ve İtalya ile fiili bağın ispatı).

  • İtirazlar, vatandaşlık reddine karşı yapılanlar, eski rejim ile yeni rejimi ayırt etmek zorundadır; başvurunun reformdan önce mi sonra mı yapıldığının kontrol edilmesi gerekmektedir.

4. Yeni Hukuki Çerçeve

Asıl dönüm noktası, iure sanguinis yoluyla vatandaşlık kazanımına kısıtlamalar getiren 74/2025 sayılı Kanundur.
Anayasa Mahkemesi bu kararıyla 1992 sistemine dokunmamıştır, ancak gelecekteki davalar 2025 reformunun yorumuna ve anayasaya uygunluğuna odaklanacaktır.

5. Pratik Tavsiyeler

  • Devam eden davalarda, 1992 sisteminin uygulanmasına vurgu yapılmalı ve 74/2025 sayılı Kanun’un geriye yürümezliği ileri sürülmelidir.

  • Yeni başvurularda, yeni şartların dikkatle incelenmesi ve İtalya ile fiili bağın ispatına yönelik geçerli belgelerin sunulması gereklidir.

  • Orta vadede, 2025 reformu hakkında kaçınılmaz olarak Anayasa Mahkemesi’ne gelecek olan davalar yakından izlenmelidir; çünkü bu davalar uygulanacak yeni sınırları belirleyecektir.

6. Sonuç

142/2025 sayılı karar hukuk düzeninde değişiklik yapmamıştır, ancak net bir çizgi çizmiştir: kan bağıyla vatandaşlığın genişletilmesi veya sınırlandırılması yasama organına aittir.
Avukatlar ve uygulayıcılar için mesaj nettir: Bugün temel mesele, iure sanguinis vatandaşlığın sınırlanıp sınırlanmayacağı değil, 74/2025 sayılı Kanun’un getirdiği sınırlamalardan hangilerinin anayasallık denetimine dayanabileceğidir.


✍️ Avv. Fabio Loscerbo

Nessun commento:

Posta un commento

Iure sanguinis Vatandaşlık: Anayasa Mahkemesi’nin 142/2025 Sayılı Kararından Sonra Ne Değişti?

  Iure sanguinis Vatandaşlık: Anayasa Mahkemesi’nin 142/2025 Sayılı Kararından Sonra Ne Değişti? 1. Olay 31 Temmuz 2025 tarihli ve 142 sa...