Aile Birliğinin Korunması ve Eski Eşe Oturum Kartı Verilmesi: Bologna Mahkemesi'nin 2 Ekim 2024 Tarihli Kararı Işığında "Aile Üyesi" Kavramının Geniş Yorumu
Av. Fabio Loscerbo
Bologna Barosu Avukatı
2 Ekim 2024 tarihli Bologna Mahkemesi kararı, göç hukukunda oldukça önemli ve güncel bir meseleyi ele almaktadır: Avrupa Birliği vatandaşı olan kişinin eski eşine, ağır sağlık sorunları nedeniyle yardıma muhtaç durumda olması ve AB vatandaşı tarafından sürekli ve hayati yardım alması halinde, aile üyesi sıfatıyla oturum kartı verilmesinin mümkün olup olmadığı.
Olayın Özeti
Davacı, 1989 yılından beri İtalya’da yaşayan ve önce çalışma izni, ardından süresiz oturum izni sahibi olan bir yabancı uyrukludur. AB vatandaşı bir kadınla evlenmiş, bu evlilikten iki çocuk sahibi olmuştur. Boşanmanın ardından ciddi sağlık sorunlarıyla karşılaşmış ve eski eşiyle duygusal ve fiili birlikteliği yeniden kurarak onunla birlikte yaşamaya başlamıştır. Eski eşi, onun tek destekçisi olmuş; hem maddi hem de fiziksel olarak günlük yaşamını sürdürebilmesi için hayati yardımlarda bulunmuştur.
Bu çerçevede davacı, D.Lgs. 30/2007 sayılı yasaya dayalı olarak, AB vatandaşı aile ferdi sıfatıyla oturum kartı talebinde bulunmuştur. Ancak ilgili makam (Questura), artık geçerli bir evlilik bağı bulunmadığı gerekçesiyle talebi kabul edilemez bulmuştur.
Hukuki ve Yargısal Çerçeve
Bologna Mahkemesi, hem ulusal hem de AB hukukunu dikkate alarak, davacının oturum kartı alma hakkına sahip olduğuna karar vermiştir. Mahkeme, 2004/38/EC sayılı AB Direktifi’nin 3. maddesinin 2. fıkrası ve buna karşılık gelen D.Lgs. 30/2007 maddesinin insani ve genişletici bir şekilde yorumlanması gerektiğini belirtmiştir.
Bu düzenlemelere göre, AB vatandaşı ile birlikte yaşayan veya sağlık nedenleriyle onun bakımına muhtaç olan diğer aile bireylerinin giriş ve oturumunun kolaylaştırılması gerekmektedir.
Ayrıca mahkeme, söz konusu direktifin 6. maddesinde yer alan “aile birliğinin mümkün olan en geniş anlamda korunması” amacına vurgu yapmıştır. 15 Eylül 2022 tarihli C-22/21 (SRS) sayılı Avrupa Adalet Divanı kararı da dayanak gösterilmiştir. Bu kararda, sadece resmi evlilik bağı değil, istikrarlı bir kişisel ve ev içi dayanışma ilişkisi olan kişiler de “diğer aile bireyi” olarak değerlendirilmelidir denmiştir.
Geniş Aile Kavramı
Avrupa Adalet Divanı, resmi evlilik dışında da gerçek bir bağımlılık ilişkisi ve bakım desteği varsa, bu kişinin aile bireyi olarak kabul edilmesi gerektiğini açıkça ortaya koymuştur. Bologna Mahkemesi de eski eşle birlikte yaşanması ve onun tarafından sağlanan günlük bakım ve destek durumunu, oturum kartı verilmesi için yeterli görmüştür.
Sonuç
Bu karar, yabancıların AB vatandaşlarıyla olan ilişkilerinde “aile” kavramına yönelik dar ve şekilci yaklaşımların aşılması yönünde bir yargı içtihadını yansıtmaktadır. Mahkeme, gerçek hayattaki kişisel, duygusal ve sosyal bağları ön plana çıkararak, sadece resmi evlilik bağını değil, fiili yardımlaşma ve birliktelik ilişkisini esas almıştır.
Kişi haklarının ve insan onurunun korunmasının her zamankinden daha önemli olduğu günümüzde, Bologna Mahkemesi’nin bu kararı, adalet ve insan merkezli bir hukuk anlayışının örneğidir.