mercoledì 16 luglio 2025

Aile Yanına Yerleştirme ve Oturma İzni: Bolzano İdare Mahkemesi, Polis Müdürlüğü’nün reddini iptal etti – Gerekçe: 241/1990 sayılı Kanun’un 10-bis maddesinin ihlali Bolzano Bölgesel İdare Mahkemesi – Bağımsız Dairesi’nin 10 Haziran 2025 tarihli, R.G. 100/2025 sayılı ve 181/2025 numaralı kararına ilişkin değerlendirme

 Aile Yanına Yerleştirme ve Oturma İzni: Bolzano İdare Mahkemesi, Polis Müdürlüğü’nün reddini iptal etti – Gerekçe: 241/1990 sayılı Kanun’un 10-bis maddesinin ihlali

Bolzano Bölgesel İdare Mahkemesi – Bağımsız Dairesi’nin 10 Haziran 2025 tarihli, R.G. 100/2025 sayılı ve 181/2025 numaralı kararına ilişkin değerlendirme

Bolzano Bölgesel İdare Mahkemesi, 181/2025 sayılı kararıyla, ailesi tarafından kuzenine bırakılan bir yabancı gencin yaptığı oturma izni başvurusunun "kabul edilemez" olduğu gerekçesiyle reddedilmesine ilişkin Polis Müdürlüğü’nün işlemini iptal etti. Başvuru, genç henüz reşit olmadan yapılmıştı.

Karar, resmi olmayan şekilde akrabalarına teslim edilen yabancı çocukların hem usul hem de maddi haklarının korunması açısından büyük önem taşımakta olup, idarenin eksiksiz bir inceleme yapma yükümlülüğünü ve iç hukuk ile Avrupa düzenlemelerine uygun davranma zorunluluğunu vurgulamaktadır.

1. Olayın Özeti

Davacı, İtalya’ya çocuk yaşta giriş yapmış, noter huzurunda ebeveynlerinin düzenlediği beyan ve belediye başkanının kararı ile annesinin kuzenine bırakılmıştır. Daha sonra ailevi nedenlere dayanan oturma izni için başvuru yapmıştır. Ancak Bolzano Polis Müdürlüğü, küçüğün bir çocuk mahkemesi kararıyla yerleştirilmediğini, akrabayla birlikte yaşadığına dair somut kanıt olmadığını ve reşit olduğu gerekçesiyle talebi reddetmiştir.

2. Davacının İddiaları

Mahkeme, kararın iptali için yeterli olan ve başlı başına geçerliliği ortadan kaldıran bir gerekçe olarak 241/1990 sayılı Kanun’un 10-bis maddesinin ihlalini kabul etmiştir. İdare, işlemi reddetme gerekçelerini önceden davacıya bildirmemiştir. Bu durum, davacının karşı görüş sunma ve tamamlayıcı belgeler ibraz etme hakkını ihlal etmiştir.

Mahkeme ayrıca, davacının dayandığı 47/2017 sayılı Kanun’un 10. maddesi ile 286/1998 sayılı Yabancılar Kanunu’nun 32. maddesinin uygulanmaması yönündeki esas iddialarını da haklı bulmuştur. Bu maddeler, ebeveyn refakati olmayan veya aile yanına yerleştirilmiş reşit olmayan yabancılara oturma izni verilmesini ve reşit olmaları halinde bu iznin dönüştürülmesini öngörmektedir.

3. Aile Yanına Yerleştirme ve Oturma Hakkı

Mahkeme, sunulan belgelere dayanarak davacının, 184/1983 sayılı Kanun’un 4. maddesi uyarınca geçerli şekilde aile yanına yerleştirildiğini ve bu nedenle ailevi gerekçelere dayalı oturma izni talebinde bulunma hakkı bulunduğunu tespit etmiştir. Çocuk mahkemesi onayının olmaması, sürecin geçerliliğini etkilemez. Ebeveynlerin noter onaylı rızası ve sosyal hizmetlerin denetimi yeterli sayılmıştır.

Ayrıca mahkeme, başvurucunun reşit olması nedeniyle ailevi gerekçeli oturma izninin artık verilemeyeceği varsayımında dahi, idarenin kendiliğinden çalışma iznine dönüşüm imkânını incelemesi gerektiğini belirtmiştir. Bu yükümlülük, 286/1998 sayılı Kanun’un 32. maddesinin 1. fıkrasından kaynaklanmaktadır. Aynı zamanda, 5. maddenin 9. fıkrası da idareye başvurulan iznin verilememesi durumunda alternatif bir izin türünü değerlendirme zorunluluğu yüklemektedir.

4. Belirlenen Hukuki İlkeler

Karar iki temel hukuki ilkeyi vurgulamaktadır:

  • 241/1990 sayılı Kanun’un 10-bis maddesinin ihlali, işlemin onarılamaz şekilde geçersizliğine yol açar; çünkü ilgili kişiye sürece katılma ve açıklama sunma hakkı tanınmamıştır.

  • İdari yollarla belgelenmiş aile yanına yerleştirme, ailevi gerekçelere dayalı oturma izni için yeterlidir ve reşit olma tek başına bu hakkı ortadan kaldırmaz. Aksine, alternatif izin türlerine geçiş değerlendirilmelidir.

5. Sonuç

Mahkemenin, idari işlemi iptal ederek idareyi yargılama giderlerini karşılamaya mahkûm etmesi, reşit olmayan yabancıların haklarının etkin şekilde korunmasını, topluma entegrasyonlarının ve hukuki statülerinin devamını savunan bir yorum çizgisine işaret etmektedir.

Karar, fiili yerleştirmeyi hukuken tanıyan ve yabancı reşit olmayanların oturma hakkını koruyan içtihat çizgisini güçlendirmektedir.


Av. Fabio Loscerbo
Bolzano Bölgesel İdare Mahkemesi – Bağımsız Dairesi
Karar No: 181/2025, Dosya No: 100/2025, Karar Tarihi: 10 Haziran 2025

martedì 15 luglio 2025

Bağlı çalışma nedeniyle verilen oturma izninin iptali: Mahkeme, yeni bir iş sözleşmesi bulunmasına rağmen kararın hukuka uygun olduğunu teyit etti Dosya No: 826/2024 – Karar Tarihi: 2 Temmuz 2025 – Puglia Bölge İdare Mahkemesi, Üçüncü Daire

 Bağlı çalışma nedeniyle verilen oturma izninin iptali: Mahkeme, yeni bir iş sözleşmesi bulunmasına rağmen kararın hukuka uygun olduğunu teyit etti

Dosya No: 826/2024 – Karar Tarihi: 2 Temmuz 2025 – Puglia Bölge İdare Mahkemesi, Üçüncü Daire

12 Temmuz 2025 tarihinde yayımlanan 964/2025 sayılı kararla, Puglia Bölge İdare Mahkemesi (Üçüncü Daire), Foggia Emniyet Müdürlüğü tarafından uzun süreli ikamet hakkı tanınan yabancı bir kişinin oturma izninin iptaline ilişkin verilen karara karşı açılan davayı reddetti.

İptal kararı, başvuranın sunduğu iş sözleşmesinin sahte olduğunun tespitine dayanıyordu. Bu sözleşme, gerçekte var olmayan bir şirketle yapılmıştı. INPS (İtalya Sosyal Güvenlik Kurumu) müfettişlerinin yaptığı kontrollerde, vergi veya iş ile ilgili hiçbir belgenin bulunmadığı, sözde işverenin ulaşılamaz olduğu ve sunulan iş ilişkisinin gerçekte mevcut olmadığı ortaya çıkmıştı.

Başvuran ise kendisinin işverenin sahtekarlığının mağduru olduğunu, aslında başka bir işverenle fiilen çalıştığını ve iyi niyetle hareket ettiğini iddia etti. Ayrıca, Mayıs 2023'ten başlayarak Mayıs 2025'e kadar geçerli yeni bir iş sözleşmesine sahip olduğunu, bu nedenle yasal olarak İtalya’da kalmaya hakkı olduğunu savundu. Ayrıca idare makamlarının, başvuranın ülkede kalmasını sağlayabilecek diğer oturma izni türlerini dikkate almadıklarını da ileri sürdü.

Mahkeme, bu itirazların yerinde olmadığını belirtti. Öncelikle, yeni iş sözleşmesi 2023 tarihli olduğu halde iptal kararı 2018 yılında verilmiş ve yalnızca başvuranın bulunamaması nedeniyle 2024 yılında tebliğ edilmişti. Bu nedenle idarenin bu yeni sözleşmeden haberdar olması mümkün değildi. Ayrıca başvuran idari sürece katılmamış ve savunma imkânı çerçevesinde bu yeni durumu iletmemişti.

İşverenin dolandırıcılığına ilişkin iddiaya gelince, mahkeme bunun hiçbir somut kanıtla desteklenmediğini ve aslında idari bulguları doğruladığını ifade etti: şirketin mevcut olmadığı, başvuranın 2023 yılına kadar gelir beyanında bulunmadığı ve düzenli bir çalışmasının tespit edilmediği ortaya çıkmıştır. Bu nedenle, iptal edilen oturma izninin verilmesi için gerekli yasal koşulların sağlanmadığı açıktır.

Son olarak, mahkeme farklı oturma izni türlerinin mevcut olmasının, bu özel iptal sürecinin geçerliliğini etkilemeyeceğini belirtti. Çünkü hukuki sistem, farklı prosedürlerin birbiriyle örtüşmesini öngörmez. Başvuran, yeni ve ayrı bir başvuru süreci başlatma hakkına sahiptir.

Davanın niteliği ve süreci dikkate alınarak yargılama giderleri taraflar arasında karşılıklı olarak mahsup edilmiştir.

Av. Fabio Loscerbo
Göç hukuku ve idare hukuku uzmanı avukat

lunedì 14 luglio 2025

Uzun süreli oturma izni: Mahkeme, güncelleme süreci kapsamında iptalin hukuka uygunluğunu teyit etti Dosya No: 39/2021 – Karar tarihi: 11 Ekim 2022 – Aosta Bölge İdare Mahkemesi – Tek Daire

 Uzun süreli oturma izni: Mahkeme, güncelleme süreci kapsamında iptalin hukuka uygunluğunu teyit etti

Dosya No: 39/2021 – Karar tarihi: 11 Ekim 2022 – Aosta Bölge İdare Mahkemesi – Tek Daire

23 Aralık 2022 tarihinde yayımlanan 63/2022 sayılı kararla, Aosta Bölge İdare Mahkemesi, Aosta Emniyet Müdürlüğü’nün uzun süreli oturma izninin güncellenmesi talebini reddetmesine ve buna karşı yapılan hiyerarşik itirazın bölge başkanı tarafından reddedilmesine karşı açılan davayı reddetmiştir.

Dava, önceden verilmiş bir uzun süreli oturma izninin güncellenmesi talebiyle ilgiliydi. Polis, başvuranın İtalya'da sürekli ikamet ettiğine dair yeterli kanıtın bulunmadığını ve ayrıca davranışlarıyla ilgili bazı olumsuz değerlendirmeler bulunduğunu gerekçe göstererek talebi reddetmişti. Bölge başkanlığı da bu değerlendirmeyi onaylayarak idari itirazı reddetmiştir.

Davacı, güncelleme sürecinin idare tarafından hukuka aykırı biçimde fiilen bir “iptal prosedürüne” dönüştürüldüğünü iddia etmiş ve ayrıca idarenin başvuranın güvenilirliği ve entegrasyon düzeyi konusundaki takdir yetkisini sorgulamıştır.

Ancak mahkeme bu iddiaları yerinde görmemiştir. İlk olarak, 286/1998 sayılı Yasa'nın 9. maddesinin 7. fıkrasına göre, uzun süreli oturma izninin verilmesi için gerekli koşulların ortadan kalkması durumunda, idarenin iptal yetkisine sahip olduğu belirtilmiştir. Bu yetki, güncelleme süreci içerisinde de kullanılabilir; yeter ki başvurana gerekçelerin önceden bildirilmesi suretiyle savunma hakkı tanınmış olsun. Bu davada da bu şartın yerine getirildiği kabul edilmiştir.

İkinci olarak, mahkeme, idarenin başvuranın durumunu değerlendirme konusunda sahip olduğu takdir yetkisinin, somut olayda keyfi ya da mantıksız şekilde kullanılmadığını, bilakis ret kararının yeterli ve somut gerekçelere dayandığını belirtmiştir.

Bu karar, idari uygulamada hassas bir noktaya açıklık getirmektedir: eğer haklı gerekçeler varsa, güncelleme süreci içerisinde de bir oturma izninin iptali mümkündür. Ayrıca karar, idarenin oturma izninin verilmesi veya sürdürülmesi için gerekli koşulların varlığına ilişkin değerlendirme yapma konusundaki geniş takdir yetkisini — usule uygun hareket edildiği ve yeterli gerekçe sunulduğu sürece — teyit etmektedir.

Davacı, 2000 Euro tutarında yargılama giderini ödemeye mahkûm edilmiştir; bu meblağ Aosta Bölgesi ile İçişleri Bakanlığı arasında eşit şekilde bölüştürülmüştür.

Avv. Fabio Loscerbo
Göç hukuku ve idare hukuku alanında uzman avukat

domenica 13 luglio 2025

Belgelere erişim ve yargısal koruma: Marche Bölge İdare Mahkemesi usule ilişkin şeffaflık ilkesini yeniden teyit etti Dosya No: 221/2025 – Karar tarihi: 12 Haziran 2025 – Marche Bölge İdare Mahkemesi, 2. Daire

 Belgelere erişim ve yargısal koruma: Marche Bölge İdare Mahkemesi usule ilişkin şeffaflık ilkesini yeniden teyit etti

Dosya No: 221/2025 – Karar tarihi: 12 Haziran 2025 – Marche Bölge İdare Mahkemesi, 2. Daire

16 Haziran 2025 tarihinde yayımlanan kararla, Marche Bölge İdare Mahkemesi (2. Daire), Fermo Emniyet Müdürlüğü tarafından bir yabancı uyruklu kadın tarafından yapılan bilgi edinme talebine karşı idarenin sessiz kalmasına yönelik açılan davada davacıyı haklı bularak başvuruyu kabul etti.

Davacı, 22 Şubat 2023 tarihinde ailevi nedenlerle oturma izni başvurusunda bulunmuş; ancak işlemin sonuçlandırılmaması üzerine 5 Kasım 2024 tarihinde 241/1990 sayılı Kanunun 22. ve devamı maddeleri uyarınca belgelerin bir kopyasını talep etmişti. 19 Aralık 2024 tarihinde yapılan bir hatırlatmaya rağmen herhangi bir yanıt alamayan davacı, savunma hakkını kullanabilmek amacıyla idare mahkemesine başvurmuştu.

Mahkeme, başvuruyu haklı bularak idarenin sessiz kalmasını hukuka aykırı saydı. Davalı idare davaya yalnızca şekli olarak katılmış, belgeye erişimi engelleyecek herhangi bir gerekçe ileri sürmemiştir. Mahkeme, başvurunun ne genel ne de araştırma amaçlı olduğunu, davacının yasal menfaatinin açıkça ortaya konduğunu belirtmiştir. Bu nedenle, zımni ret işlemi iptal edilmiş ve Fermo Emniyet Müdürlüğü, kararın bildiriminden itibaren 30 gün içinde istenilen belgeleri sunmakla yükümlü kılınmıştır.

Bu karar, özellikle göç hukukuna ilişkin idari işlemlerde sıklıkla karşılaşılan şeffaflık eksikliği ve gecikmelere karşı bilgi edinme hakkının etkin şekilde korunması açısından önem arz etmektedir. Karar, İtalyan Anayasası’nın 97. maddesi ve idarenin makul süreler içinde işlem yapma yükümlülüğü doğrultusunda, idari şeffaflığın savunma hakkı ve iyi yönetim ilkesiyle yakından ilişkili olduğunu bir kez daha teyit etmektedir.

Avv. Fabio Loscerbo
Göç hukuku ve idare hukuku uzmanı avukat

mercoledì 2 luglio 2025

Oturma izninin süresinin dolmuş olması, dönüşüm için engel teşkil etmez: Yargı içtihadıyla bir teyit Calabria Bölge İdare Mahkemesi, Katanzaro, II. Daire, karar no. 1147/2025, E. no. 720/2025, 25 Haziran 2025 tarihli karar üzerine not



Oturma izninin süresinin dolmuş olması, dönüşüm için engel teşkil etmez: Yargı içtihadıyla bir teyit

Calabria Bölge İdare Mahkemesi, Katanzaro, II. Daire, karar no. 1147/2025, E. no. 720/2025, 25 Haziran 2025 tarihli karar üzerine not


Calabria Bölge İdare Mahkemesi, 30 Haziran 2025 tarihinde yayınlanan 1147/2025 sayılı kararıyla (E. no. 720/2025), Catanzaro Göçmenlik Tek Nokta Ofisi tarafından mevsimlik çalışma izninin sürekli çalışma iznine dönüştürülmesi talebini sadece oturma izninin başvuru anında süresinin dolmuş olması gerekçesiyle reddetmesine karşı açılan davayı kabul etmiştir.

1. Olaylar: Sadece sürenin dolması gerekçesiyle reddedilen dönüşüm başvurusu

Dönüştürme başvurusu 21 Mart 2024 tarihinde yapılmış, ancak 29 Mart 2025 tarihinde, yalnızca mevsimlik oturma izninin süresinin dolmuş olması gerekçesiyle reddedilmiştir. Başvuru sahibi, bu karara karşı; 286/1998 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 24. maddesinin ve ilgili genelgelerin ihlal edildiğini, vakıaların ve hukuki gerekçelerin yanlış değerlendirildiğini, makuliyet, iyi idare ve entegrasyonu teşvik etme ilkelerinin ihlal edildiğini ileri sürerek itirazda bulunmuştur.

2. Mahkemenin gerekçesi: idarenin takdir yetkisi ve maddi koruma yükümlülüğü

Mahkeme, davacının itirazlarını yerinde bularak, aynı mahkemenin önceki kararlarına (no. 344/2025 ve 854/2025) ve Danıştay’ın (III. Daire, 3884/2016 ve 5604/2023 sayılı kararları) içtihatlarına atıf yapmıştır. Bu içtihatlara göre, oturma izninin süresinin dolmuş olması tek başına, dönüşüm talebinin otomatik ve kesin bir şekilde reddedilmesi için yeterli bir neden teşkil etmez. Zira:

“Sürenin hak düşürücü niteliği, yasada açıkça belirtilmemiştir; idare bu sonucu pratik gerekçelerle sistemden çıkarmıştır […]; ancak söz konusu hak düşürücü nitelik, sistemle uyumlu değildir. Zira sistemin 5. maddesinin 5. fıkrası, oturma izninin verilmesi lehine ‘sonradan ortaya çıkan unsurlar’ın dikkate alınmasını zorunlu kılar ve ‘düzeltilebilir idari eksikliklerin’ engel olarak kabul edilmesini yasaklar.”

Mahkeme, idarenin, süresi yeni dolmuş bir iznin varlığı durumunda dahi, başvurunun maddi koşullarını değerlendirme yükümlülüğünün devam ettiğini ve dönüşüm şartlarının incelenmesi gerektiğini vurgulamıştır.

3. Kararın sonuçları

  1. maddeye göre basitleştirilmiş usulle verilen karar, itiraza konu idari işlemin iptaline ve idarenin başvuruyu yeniden değerlendirmesine hükmetmiştir. Bu değerlendirmede, başvuru anındaki izin süresinin sona ermiş olması dikkate alınmayacaktır.

Ayrıca, başvuru sahibine adli yardım hakkı tanınmış, yargılama giderleri taraflar arasında karşılıklı olarak mahsup edilmiş ve avukat ücretinin belirlenmesi ileri bir karara bırakılmıştır.


Bu karar, 24. maddenin uygulanmasına ilişkin önemli bir emsal teşkil etmektedir. Zira usule ilişkin şekli eksikliklerin, özellikle de oturma izninin birkaç gün önce sona ermiş olması gibi durumların, başvurunun esasının incelenmesini engellememesi gerektiğini açıkça ortaya koymaktadır. Entegrasyonu teşvik eden ve temel hakların etkinliğini esas alan bir yaklaşımla, biçimsel yasallık ile maddi hakkaniyet arasındaki denge, çalışarak topluma entegre olduğunu gösteren yabancıların yasal durumlarının korunmasını esas almalıdır.

Av. Fabio Loscerbo
Avukat
Bolonya, 2 Temmuz 2025

domenica 29 giugno 2025


 

Başlık: Tarım sektöründe mevsimlikten sürekli iş sözleşmesine geçiş talebinin reddinin hukuka uygunluğu: üç aylık dönemde 39 günlük çalışma kriteri

 Başlık:

Tarım sektöründe mevsimlikten sürekli iş sözleşmesine geçiş talebinin reddinin hukuka uygunluğu: üç aylık dönemde 39 günlük çalışma kriteri


Özet:
Puglia Bölge İdare Mahkemesi – Üçüncü Daire, 04 Haziran 2025 tarihli ve 792/2025 sayılı kararıyla (Genel Esas No: 704/2025), bir yabancı tarafından sunulan ve mevsimlik çalışma izninin sürekli iş sözleşmesine dayalı ikamete çevrilmesi talebinin Bari Valiliği tarafından reddedilmesine karşı açılan davayı reddetmiştir. Bu karar, özellikle 286/1998 sayılı Yasa'nın 24. maddesinin 10. fıkrasının yorumlanması açısından, birincil mevzuat ile idari genelgeler arasındaki ilişkiye dair önemli değerlendirmeler içermektedir.


1. Giriş

Karar, "kota kararnamesi" kapsamında yapılan mevsimlik izinlerin dönüştürülmesine ilişkin idari uyuşmazlıklar zincirine dâhildir. Davacı, idarenin başvurusunu, yasal dayanaktan yoksun olarak, örneğin tarım sektöründe üç ayda 39 gün çalışma kriterine dayanarak reddettiğini ileri sürmüştür.


2. Olaylar

Davacı, 4 Aralık 2023 tarihinde, mevsimlik çalışma izninin sürekli iş sözleşmesine dayalı ikamete çevrilmesini talep etmiştir. Ancak talep, başvuru tarihinde ayda ortalama 13 günlük tarım işi çalışmasının kanıtlanamaması ve işverenin ekonomik kapasitesinin yetersizliği gerekçeleriyle reddedilmiştir.


3. Mahkemenin Gerekçesi

Mahkeme, 24. maddenin 10. fıkrasının idare tarafından ortak genelge no. 5969/2023 ve genelge no. 37/2016 ışığında yapılan yorumunun yerinde olduğunu belirtti. Kanunda açık bir nicel kriter bulunmadığından, makul ve ayrımcı olmayan uygulama kriterlerinin idare tarafından belirlenmesi meşru görülmüştür. Tarım sektörünün kesintili doğası göz önüne alındığında, aylık 13 gün çalışma standardı uygun bulunmuştur.


4. Kararda Vurgulanan Hukuki İlkeler

Karar şu ilkeleri teyit etmektedir:

  • Üç aylık dönemde 39 günlük fiili çalışma, "düzenli iş faaliyetinin" ispatı açısından geçerli bir kriterdir;

  • Tarım dışındaki iş deneyimleri dikkate alınamaz;

  • İşverenin ekonomik yetersizliği, çalışanın kusuru olmasa da, geçerli bir ret sebebidir;

  • ALI platformunda yayımlanmış olması, kararın bildirim usulü açısından yeterlidir.


5. Eleştirel Değerlendirme

Bu karar, idareye geniş takdir yetkisi tanıyan mevcut içtihada (bkz. Danıştay, III. Daire, karar no. 5721/2020; Lombardiya İdare Mahkemesi, karar no. 1934/2023) uygun düşmektedir. Ancak, temel hakları ilgilendiren kriterlerin bakanlık genelgeleri ile belirlenmesi, hukuki güvenlik ve şeffaflık açısından sorunlu olabilir.


6. Sonuç

792/2025 sayılı karar, göç hukukunda uygulama pratiğinin giderek artan ağırlığını gözler önüne sermekte ve yabancı çalışanların tarım sektöründeki fiili iş günlerini doğru ve belgeli şekilde sunmalarının hayati önemini bir kez daha ortaya koymaktadır.


Karar Bilgileri:

  • Puglia Bölge İdare Mahkemesi – Üçüncü Daire

  • Karar No: 792/2025

  • Esas No: 704/2025

  • Karar Tarihi: 4 Haziran 2025

  • Yayın Tarihi: 10 Haziran 2025


Av. Fabio Loscerbo
Göç Hukuku Uzmanı Avukat
www.avvocatofabioloscerbo.it