AB uzun süreli ikamet izninin iptali: Lombardiya Bölgesel İdare Mahkemesi Dördüncü Dairesinin 3 Nisan 2025 tarihli (28 Mayıs 2025’te yayımlanan) kararına ilişkin değerlendirme
Avukat Fabio Loscerbo
Özet
Lombardiya Bölgesel İdare Mahkemesi Dördüncü Dairesinin 3 Nisan 2025 tarihli ve 28 Mayıs 2025 tarihinde yayımlanan kararı, göç hukukunun temel konularından biri olan AB uzun süreli ikamet izninin iptaline ilişkin önemli bir değerlendirme fırsatı sunmaktadır. Güvenlik politikalarının giderek sertleştiği bir dönemde Mahkeme, yabancının sosyal tehlikeliliği, kamu düzeninin korunması ve İtalya’daki aile bağları ile entegrasyon düzeyi arasındaki hassas dengeyi incelemektedir.
1. Hukuki çerçeve ve bireysel değerlendirmenin önemi
1998 tarihli 286 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 9. maddesi, AB uzun süreli ikamet izninin verilmesi, reddi ve iptalini düzenlemektedir. Maddenin dördüncü fıkrası, idarenin farklı unsurları birlikte değerlendirmesini zorunlu kılar: adli sicil, davranışın niteliği, ikamet süresi, aile bağları ve sosyal ile mesleki entegrasyon.
Yedinci fıkra ise bu kriterleri iptal sürecine genişleterek kamu yararı ile bireyin çıkarları arasında dikkatli bir denge kurulmasını şart koşar. Anayasa Mahkemesi ve idari yargı, her türlü otomatik işlemi daima reddetmiş ve somut, güncel ve orantılı bir bireysel değerlendirmenin zorunlu olduğunu vurgulamıştır.
Özellikle önem taşıyan, Anayasa Mahkemesinin şu tespiti olmuştur:
“yabancının sosyal tehlikeliliğine ilişkin değerlendirme yalnızca ceza mahkûmiyetine değil, birden fazla unsura dayalı ayrıntılı bir gerekçe içermelidir”
(Anayasa Mahkemesi, 27 Mart 2014 tarihli, 58 sayılı karar).
Aynı şekilde, Avrupa Birliği Adalet Divanının 3 Eylül 2020 tarihli C-503/19 ve C-592/19 sayılı birleştirilmiş davalarına ilişkin kararı, mahkûmiyetin tek başına uzun süreli ikamet statüsünün reddi veya iptali için yeterli olmadığını; suçun niteliği, güncel tehlike, ikamet süresi ve bağların gücü gibi unsurların bireysel olarak incelenmesi gerektiğini açıkça ortaya koymaktadır.
2. Somut olayın gelişimi ve Mahkemenin değerlendirmesi
Somut olayda, uzun yıllardır İtalya’da yaşayan ve aile bağları bulunan yabancı, adli sicil kaydı gerekçe gösterilerek uzun süreli ikamet izninin iptal edilmesine karşı dava açmıştır. Yabancı, idarenin otomatik şekilde hareket ettiğini ileri sürmüştür.
Ancak Mahkeme, idari dosyayı inceledikten sonra idarenin kapsamlı bir değerlendirme yaptığını tespit etmiştir: suç davranışının niteliği, cezanın infazından sonra devam eden ilişkiler, gelir kaynaklarının değerlendirilmesi, genel davranış ve aile bağlarının analizi. Mahkeme, mevcut sosyal tehlikelilik değerlendirmesinin mantıklı olduğunu ve bu olayda kamu düzeninin korunması yönündeki kamusal menfaatin ağır bastığını belirtmiştir.
Mahkeme ayrıca, Avrupa Birliği hukukunun gerektirdiği “karşılaştırmalı değerlendirme” yükümlülüğünün bu olayda şeklen değil, gerçekten yerine getirildiğini açıkça ifade eder.
3. Geleneksel içtihat çizgisiyle uyumlu eleştirel değerlendirme
Karar, kamu düzeninin korunmasına öncelik tanıyan ve otomatik işlemleri reddeden yerleşik içtihat çizgisiyle tamamen uyumludur. Mahkeme bir yandan bireysel değerlendirme ilkesini teyit ederken, diğer yandan idarenin tehlikelilik takdir yetkisini geniş bir çerçevede kabul etmektedir.
Pratik açıdan bu karar, savunmanın entegrasyon düzeyini, ekonomik istikrarı ve aile bağlarını detaylı ve belgelendirilmiş biçimde sunmasının önemini bir kez daha hatırlatmaktadır. Bu unsurlar, uygun biçimde ortaya konulduğunda davanın seyrini önemli ölçüde etkileyebilir.
4. Sonuç
Lombardiya Bölgesel İdare Mahkemesinin 3 Nisan 2025 tarihli ve 28 Mayıs 2025’te yayımlanan kararı, kamu düzeninin korunması ile uzun süreli ikamet hakkına sahip yabancıların güvenceleri arasındaki dengeyi yeniden teyit etmekte; bunu yaparken hem Anayasa ilkelerine hem de Avrupa Birliği Adalet Divanının yönlendirmelerine sadık kalmaktadır.
Karar, AB uzun süreli ikamet izninin iptali için kapsamlı ve çok yönlü bir gerekçelendirme gerektiğini; sosyal tehlikeliliğin somut ve güncel olduğu durumlarda ise aile bağları ile entegrasyonun üstün gelemeyeceğini açık biçimde ortaya koymaktadır.
Avukat Fabio Loscerbo
Nessun commento:
Posta un commento