Oturum izni ve Akım Kararnamesi sahtekârlıkları: Sicilya İdare Mahkemesi ret kararını hukuka uygun buldu ve dosyayı Savcılığa gönderdi
T.A.R. Sicilya – Catania, IV. Daire, karar no: 2246/2025, esas no: 1386/2023, 11 Temmuz 2025 tarihli karar üzerine not
Av. Fabio Loscerbo
11 Temmuz 2025 tarihinde yayımlanan 2246/2025 sayılı kararıyla Sicilya Bölge İdare Mahkemesi – Catania şubesi, IV. Daire – Enna Emniyet Müdürlüğü tarafından verilen çalışma amaçlı oturum izni reddine karşı Fas uyruklu bir vatandaşın açtığı davayı reddetmiştir. Ancak Mahkeme, işverenlerin sahtekâr davranışları nedeniyle dosyanın Enna Cumhuriyet Savcılığı’na gönderilmesine karar vermiştir. Bu durum, Akım Kararnamesi (“Decreto Flussi”) kapsamında yabancıların istismar edilmesine yönelik olası cezai sorumlulukları gündeme getirmiştir.
Olaylar
Davacı, 2022 yılı Akım Kararnamesi uyarınca İtalya’ya giriş yapmış, valilikte imzalanan oturum sözleşmesiyle bir tarım işletmesinde çalıştırılmak üzere ülkeye kabul edilmiştir. Ancak soruşturmalar neticesinde, işverenlerin ne çalışma olanağı ne de söz verilen konutu temin ettikleri ortaya çıkmıştır. Emniyet, yaptığı yerinde kontroller sonucu işçiye ulaşılamadığını rapor etmiş ve işverenden, çalışanın "işi terk ettiği" yönünde bir beyan almıştır. Bu beyan doğrultusunda oturum izni başvurusu reddedilmiştir.
Davacı, buna karşılık dolandırıcılık suçlamasıyla savcılığa başvurmuş; hem yurttaşlarına hem de işverenlere düzenleme sürecinde gerekli olduğu düşüncesiyle para verdiğini, fakat bunun sahte bir vaat olduğunu belirtmiştir. Ret kararına, reddin önceden bildirilmemesi, olayların çarpıtılması ve kararın kendi anadilinde tercüme edilmemesi gerekçeleriyle itiraz etmiştir.
Mahkemenin Kararı
Mahkeme, tüm yönleriyle idarenin ret kararını hukuka uygun bulmuş ve davayı reddetmiştir:
-
Çalışanın işyerinde bulunmamasıyla ilgili olarak, Emniyet gerekli belgeleri sunmuş; davacı ise çalıştığına dair herhangi bir belge sunamamış, yaptığı suç duyurusunun sonucunu da açıklamamıştır.
-
İş ilişkisi yönünden, davacı işverenlerin “sahte” olduğunu ve fiilen hiç çalışmadığını, konaklama da sağlamadıklarını itiraf etmiştir. Mahkemeye göre bu beyan, hem oturum izni için gerekli koşulların oluşmadığını hem de olayların değerlendirilmesine ilişkin itirazların dayanaksız olduğunu teyit etmektedir.
-
Ret kararının önceden bildirilmemesi konusunda, Mahkeme 241/1990 sayılı Kanunun 21-octies maddesinin 2. fıkrasına atıf yaparak, ortada zorunlu nitelikte bir idari işlem olduğunu ve bildirimin eksik olmasının kararın geçerliliğini etkilemediğini belirtmiştir.
-
Tercüme eksikliği, Mahkeme tarafından yalnızca usule ilişkin bir eksiklik olarak değerlendirilmiş ve savunma hakkını etkilemediği için dikkate alınmamıştır.
Savcılığa Bildirim
Ret kararına rağmen Mahkeme, davacının işverenlere ilişkin iddialarının ciddiyetine dikkat çekmiş ve dosyanın Cumhuriyet Savcılığı’na gönderilmesine hükmetmiştir. Bu kapsamda, 286/1998 sayılı Yasa’nın 12. maddesi uyarınca, yasadışı göçü kolaylaştıran eylemlerin cezai değerlendirmeye tabi tutulması mümkündür.
Sonuç
Bu karar, Akım Kararnamesi kapsamında verilen oturum izinlerinde yalnızca şekli değil, fiili iş ilişkisinin de şart olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Öte yandan karar, yabancıların sahte vaatlere ve haksız para taleplerine karşı ne denli savunmasız olduklarını da göstermektedir.
Her ne kadar ret kararı hukuken yerinde olsa da, Mahkemenin Cumhuriyet Savcılığı’nı bilgilendirme yönündeki kararı, yasallık ile insan onurunun ve iyi niyetli yabancı işçilerin korunması arasındaki gerekli dengeyi sağlama çabasının bir göstergesidir.
Av. Fabio Loscerbo
Nessun commento:
Posta un commento