sabato 19 luglio 2025

Oturum izni ve Akım Kararnamesi sahtekârlıkları: Sicilya İdare Mahkemesi ret kararını hukuka uygun buldu ve dosyayı Savcılığa gönderdi T.A.R. Sicilya – Catania, IV. Daire, karar no: 2246/2025, esas no: 1386/2023, 11 Temmuz 2025 tarihli karar üzerine not Av. Fabio Loscerbo

 Oturum izni ve Akım Kararnamesi sahtekârlıkları: Sicilya İdare Mahkemesi ret kararını hukuka uygun buldu ve dosyayı Savcılığa gönderdi

T.A.R. Sicilya – Catania, IV. Daire, karar no: 2246/2025, esas no: 1386/2023, 11 Temmuz 2025 tarihli karar üzerine not
Av. Fabio Loscerbo

11 Temmuz 2025 tarihinde yayımlanan 2246/2025 sayılı kararıyla Sicilya Bölge İdare Mahkemesi – Catania şubesi, IV. Daire – Enna Emniyet Müdürlüğü tarafından verilen çalışma amaçlı oturum izni reddine karşı Fas uyruklu bir vatandaşın açtığı davayı reddetmiştir. Ancak Mahkeme, işverenlerin sahtekâr davranışları nedeniyle dosyanın Enna Cumhuriyet Savcılığı’na gönderilmesine karar vermiştir. Bu durum, Akım Kararnamesi (“Decreto Flussi”) kapsamında yabancıların istismar edilmesine yönelik olası cezai sorumlulukları gündeme getirmiştir.

Olaylar

Davacı, 2022 yılı Akım Kararnamesi uyarınca İtalya’ya giriş yapmış, valilikte imzalanan oturum sözleşmesiyle bir tarım işletmesinde çalıştırılmak üzere ülkeye kabul edilmiştir. Ancak soruşturmalar neticesinde, işverenlerin ne çalışma olanağı ne de söz verilen konutu temin ettikleri ortaya çıkmıştır. Emniyet, yaptığı yerinde kontroller sonucu işçiye ulaşılamadığını rapor etmiş ve işverenden, çalışanın "işi terk ettiği" yönünde bir beyan almıştır. Bu beyan doğrultusunda oturum izni başvurusu reddedilmiştir.

Davacı, buna karşılık dolandırıcılık suçlamasıyla savcılığa başvurmuş; hem yurttaşlarına hem de işverenlere düzenleme sürecinde gerekli olduğu düşüncesiyle para verdiğini, fakat bunun sahte bir vaat olduğunu belirtmiştir. Ret kararına, reddin önceden bildirilmemesi, olayların çarpıtılması ve kararın kendi anadilinde tercüme edilmemesi gerekçeleriyle itiraz etmiştir.

Mahkemenin Kararı

Mahkeme, tüm yönleriyle idarenin ret kararını hukuka uygun bulmuş ve davayı reddetmiştir:

  • Çalışanın işyerinde bulunmamasıyla ilgili olarak, Emniyet gerekli belgeleri sunmuş; davacı ise çalıştığına dair herhangi bir belge sunamamış, yaptığı suç duyurusunun sonucunu da açıklamamıştır.

  • İş ilişkisi yönünden, davacı işverenlerin “sahte” olduğunu ve fiilen hiç çalışmadığını, konaklama da sağlamadıklarını itiraf etmiştir. Mahkemeye göre bu beyan, hem oturum izni için gerekli koşulların oluşmadığını hem de olayların değerlendirilmesine ilişkin itirazların dayanaksız olduğunu teyit etmektedir.

  • Ret kararının önceden bildirilmemesi konusunda, Mahkeme 241/1990 sayılı Kanunun 21-octies maddesinin 2. fıkrasına atıf yaparak, ortada zorunlu nitelikte bir idari işlem olduğunu ve bildirimin eksik olmasının kararın geçerliliğini etkilemediğini belirtmiştir.

  • Tercüme eksikliği, Mahkeme tarafından yalnızca usule ilişkin bir eksiklik olarak değerlendirilmiş ve savunma hakkını etkilemediği için dikkate alınmamıştır.

Savcılığa Bildirim

Ret kararına rağmen Mahkeme, davacının işverenlere ilişkin iddialarının ciddiyetine dikkat çekmiş ve dosyanın Cumhuriyet Savcılığı’na gönderilmesine hükmetmiştir. Bu kapsamda, 286/1998 sayılı Yasa’nın 12. maddesi uyarınca, yasadışı göçü kolaylaştıran eylemlerin cezai değerlendirmeye tabi tutulması mümkündür.

Sonuç

Bu karar, Akım Kararnamesi kapsamında verilen oturum izinlerinde yalnızca şekli değil, fiili iş ilişkisinin de şart olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Öte yandan karar, yabancıların sahte vaatlere ve haksız para taleplerine karşı ne denli savunmasız olduklarını da göstermektedir.

Her ne kadar ret kararı hukuken yerinde olsa da, Mahkemenin Cumhuriyet Savcılığı’nı bilgilendirme yönündeki kararı, yasallık ile insan onurunun ve iyi niyetli yabancı işçilerin korunması arasındaki gerekli dengeyi sağlama çabasının bir göstergesidir.

Av. Fabio Loscerbo

Nessun commento:

Posta un commento

New on TikTok: 🎙️ Título del episodio: Abrir una cuenta bancaria: un derecho para los solicitantes de protección internacional y complementaria 🎧 Texto del pódcast (versión en español): Bienvenidos a un nuevo episodio de Diritto dell’Immigrazione, el pódcast dedicado al derecho de la inmigración. Hoy hablaremos de un tema muy concreto, pero que todavía genera confusión y obstáculos en la práctica: el derecho de los solicitantes de protección internacional y complementaria a abrir una cuenta bancaria o postal en Italia. Abrir una cuenta bancaria no es un privilegio. Es un derecho fundamental, reconocido por la legislación italiana y europea, y constituye una de las herramientas esenciales de inclusión social y financiera. Desde el año 2018, con el Decreto del Ministerio de Economía y Finanzas n.º 70, se introdujo en Italia la llamada cuenta básica, accesible para todas las personas que residan legalmente en el país, incluso para quienes están a la espera de una decisión sobre su solicitud de protección. Esta cuenta permite realizar operaciones esenciales: depósitos, retiros, pagos y transferencias electrónicas. Este derecho fue confirmado oficialmente por Poste Italiane, que desde junio de 2019 reconoce la posibilidad de que los solicitantes de protección abran una cuenta Bancoposta básica presentando su permiso de residencia provisional o el recibo de renovación emitido por la Questura. Se trata de un paso importante, resultado también de acciones legales y reclamaciones formales promovidas por diversos profesionales del sector, incluido mi despacho. En varias comunicaciones oficiales —entre ellas los protocolos PB-250109170, PB-250521121, PB-250201058 y PB-250606324 del año 2025— Poste Italiane aclaró que el permiso de residencia provisional por protección internacional o complementaria es un documento válido para la identificación y para la apertura de una cuenta básica. Y si el código fiscal está indicado en el documento, este también puede servir como prueba fiscal válida. Negar este derecho significa violar un derecho subjetivo reconocido y, en algunos casos, constituye un acto discriminatorio. En tales situaciones, la persona afectada puede presentar una reclamación formal ante Poste Italiane o ante el banco correspondiente, acudir al Árbitro Bancario Financiero (ABF), o informar de la violación al Banco de Italia, autoridad supervisora del sistema bancario. Abrir una cuenta bancaria es mucho más que una simple operación financiera: es la base para trabajar legalmente, recibir un salario, pagar el alquiler, acceder a los servicios sanitarios y participar en la vida civil. Es, en todos los sentidos, una forma de ciudadanía económica. El derecho a abrir una cuenta bancaria, para quienes solicitan protección internacional o complementaria, representa una manifestación concreta de dignidad personal y una herramienta real de integración. Garantizar la efectividad de este derecho significa construir una sociedad que no excluya, sino que incluya; una sociedad donde la legalidad y la integración comienzan con algo tan simple, pero tan esencial, como una cuenta bancaria. Soy el abogado Fabio Loscerbo, y esto es Diritto dell’Immigrazione: el pódcast que explica las leyes, los derechos y los casos reales del derecho de los extranjeros en Italia. Hasta el próximo episodio.

https://ift.tt/eEpWN6o 🎙️ Título del episodio: Abrir una cuenta bancaria: un derecho para los solicitantes de protección internacional y co...