Aile birleşim hakkı: İşlem birliği ve çocuğun üstün yararı arasında
Roma Medeni Mahkemesi’nin 7 Nisan 2025 tarihli, Esas No. 611/2025 sayılı kararı üzerine değerlendirme
İtalya’da yasal olarak ikamet eden yabancı uyruklular için aile birleşimiyle ilgili karşılaşılan çok sayıda hukuki sorun bağlamında, Roma Medeni Mahkemesi tarafından 7 Nisan 2025 tarihinde, Esas No. 611/2025 ile verilen karar, aile birliğinin temel bir hak olduğunu ve bu sürece dair hukuki yorumda çocuğun üstün yararının merkezde olması gerektiğini güçlü bir şekilde teyit etmektedir.
Karar konusu olayda, İtalya’daki Göçmenlik Tek Nokta Ofisi (Sportello Unico) tarafından aile birleşimi için ön onay (nulla osta) verilmesine rağmen, İtalya’nın Nijerya’daki konsolosluğu, üç küçük çocuk için vize başvurusunu reddetmiştir. Başvuru sahibi anne, gerekli tüm işlemleri tamamlamış; DNA testi için IOM’ye başvurmuş, doğum belgeleri ve ölen eşine ait ölüm belgesini yasallaştırmıştır. Konsolosluk işlemleri hâlâ açıkken, belgelerin değerlendirilmesi devam ederken vize talebinin reddedilmesi üzerine, başvuran taraf İtalyan Medeni Usul Kanunu’nun 700. maddesine göre ihtiyati tedbir talebiyle mahkemeye başvurmuştur.
Mahkeme, başvuruyu kabul etmiş ve İtalya Yargıtayı’nın yerleşik içtihatlarına dayanarak, aile birleşimi sürecinin tekil ve aşamalı bir idari süreç olduğunu vurgulamıştır. Süreç, iç aşama (ön onay) ve dış aşama (konsolosluk vizesi) olmak üzere ikiye ayrılır; ancak bunların birbirinden kopartılması veya keyfi şekilde durdurulması hukuka aykırıdır.
Fumus boni iuris (hukuki dayanak) açısından, başvurucunun sunduğu belgelerin yeterli olduğu kanaatine varılmıştır.
Periculum in mora (geri dönülmez zarar riski) bakımından ise, söz konusu olan çocuklar olduğunda zaman kaybının aile birliği hakkına telafisi mümkün olmayan zararlar vereceği açıkça belirtilmiştir.
Mahkeme kararını desteklemek için şu uluslararası insan hakları belgelerine atıf yapılmıştır:
-
Çocuk Haklarına Dair Birleşmiş Milletler Sözleşmesi (1989, New York)
-
Avrupa Konseyi Çocuk Hakları Sözleşmesi (1996, Strasbourg)
-
Avrupa Birliği Temel Haklar Şartı (2000)
Sonuç olarak mahkeme, çocukların geçici aile birleşimi vizelerinin verilmesini emretmiş ve böylece çocuğun üstün yararının göç hukuku işlemlerinde bile mutlak önceliğe sahip olduğunu vurgulamıştır.
Bu karar, yalnızca somut olay bakımından değil, aynı zamanda idarenin farklı kademeleri arasında işlem birliğine saygı gösterilmesi gerektiğini ve hukukun şeklen değil, esasen uygulanması gerektiğini de hatırlatmaktadır.
✍️ Avv. Fabio Loscerbo
📩 avv.loscerbo@gmail.com
🌐 www.avvocatofabioloscerbo.it
Nessun commento:
Posta un commento