domenica 13 aprile 2025

Özel koruma, aile bağları ve özel hayat hakkı arasında: Bologna Mahkemesi, üniversite okuyan kızını desteklemek için İtalya’ya gelen Arnavut anneye özel koruma hakkını tanıdı

 Özel koruma, aile bağları ve özel hayat hakkı arasında: Bologna Mahkemesi, üniversite okuyan kızını desteklemek için İtalya’ya gelen Arnavut anneye özel koruma hakkını tanıdı

Av. Fabio Loscerbo
Göç hukuku uzmanı avukat – www.avvocatofabioloscerbo.it

9 Ocak 2025 tarihli kararıyla (Dosya No: 6843/2024), Bologna Mahkemesi, 2021 yılında üniversite eğitimi gören Yunan vatandaşı kızına maddi ve manevi destek sağlamak amacıyla İtalya’ya gelen bir Arnavut kadının özel koruma hakkına sahip olduğuna hükmetti. Mahkeme, İtalya’da uluslararası koruma başvurularını değerlendiren Forlì İl Komisyonu’nun olumsuz görüşüne dayanarak verilen ve ikamet iznini reddeden Forlì Emniyet Müdürlüğü’nün kararını iptal etti.

1. Aile bağları bağlamı: Kızının yanında bir anne

Mahkeme, insanî ve hukuki açıdan önemli olan olayları yeniden inşa ederek şu gerçeği ortaya koydu: Kadın, 24 yıl boyunca kocasıyla birlikte Yunanistan’da yaşamıştı. Ancak tek kızları reşit olduktan sonra, babasının itirazına rağmen üniversite eğitimi için İtalya’ya gitmeye karar verdi. Bunun üzerine anne, kızını desteklemek için kocasından boşanarak İtalya’ya yerleşti ve hayatını radikal bir şekilde değiştirdi.

2. Hukuki temel: AİHS madde 8 ve özel koruma

Mahkeme, İtalya’daki Yabancılar Yasası (T.U.I.) 19. maddesinin 1. ve 1.1. fıkraları uyarınca uluslararası koruma veya tamamlayıcı koruma şartlarının oluşmadığına kanaat getirmiştir. Ancak başvurunun, 2023 tarihli 20 sayılı Kararname ile yapılan yasal değişiklikten önce yapıldığını dikkate alarak, önceki mevzuat çerçevesinde özel koruma koşullarının mevcut olduğuna karar vermiştir.

Kararın gerekçesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 8. maddesinin yorumuna dayanmaktadır ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihatlarına, ayrıca İtalyan Yargıtayı’nın (Corte di Cassazione) birleşik daireler kararı olan 24413/2021 ve devamındaki 7861/2022 sayılı kararlarına atıfta bulunmaktadır.

3. Özel hayat ve aile hayatı: Ayrı ama bağlantılı kavramlar

Mahkeme, AİHS madde 8 tarafından güvence altına alınan özel hayat hakkı ile aile hayatı hakkı arasındaki farkı net şekilde ortaya koymaktadır. Özel hayat, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarına göre geniş bir şekilde yorumlanmakta ve bireyin kimliği, sosyal ilişkileri, çalışma yaşamı ve belirli bir topluma aidiyeti gibi unsurları içermektedir (örneğin: Niemetz v. Almanya, Peck v. Birleşik Krallık, Bărbulescu v. Romanya).

Aile hayatı ise, Marckx v. Belçika kararında belirtildiği gibi, birlikte yaşama hakkını ve gerçek kişisel bağların korunmasını kapsar. Bu bağlamda, Narjis v. İtalya, Paradiso ve Campanelli v. İtalya, Oliari v. İtalya gibi davalarda, reşit çocuklar ile ebeveynler arasındaki ilişkiler de, somut bağımlılık unsurları varsa aile hayatı kapsamına alınabilir.

4. Bağımlılık unsuru: Sadece duygusal değil, hukuken önemli bir bağ

Her ne kadar mahkeme genel olarak reşit bireyler arasındaki ebeveyn-çocuk ilişkilerini özel koruma gerekçesi saymasa da, bu olayda istisnai bir durum olduğu kanaatindedir. Anne, kızının aldığı kararla ailesinden kopmasından sonra onun tek ailevi dayanağı hâline gelmiştir. Ayrıca anne, kızının bu bağımsızlık kararını desteklemek için evliliğini sonlandırmıştır. Bu bağ, yalnızca duygusal değil, aynı zamanda hukuken korunması gereken bir ilişkidir.

5. Sosyal uyumun rolü

Mahkeme, başvurucunun İtalya toplumuna uyum sağlama kapasitesini de dikkate almıştır: başvurucu çeşitli işlerde çalışmış, bağımsız konut edinmiş ve İtalyanca öğrenmiştir. Kızından ayrı yaşaması ise, AİHS madde 8 kapsamında korunan özel veya aile hayatının varlığını engelleyen bir unsur olarak değerlendirilmemiştir.

6. Sonuç: Özel koruma, kimliğin ve insanî ilişkilerin teminatı olarak

Bu karar, göçmenlerin yalnızca tehlikelerden korunması değil, kişisel kimliklerinin, sosyal ilişkilerinin ve yaşam projelerinin korunması gerektiğini vurgulayan bir yargı anlayışının parçasıdır.

Bu bağlamda, özel koruma, sıradışı bir uygulama değil, bireyin anayasal ve uluslararası düzeyde güvence altına alınmış haklarının bir yansımasıdır. Özellikle gerçek fedakârlıklar ve samimi bir uyum süreci ile desteklenen durumlarda bu hak tanınmalıdır.


Av. Fabio Loscerbo
www.avvocatofabioloscerbo.it – [https://www.avvocatofabioloscerbo.it](

Nessun commento:

Posta un commento

Yeni Kitabımı Yayınladım: "Tamamlayıcı Koruma: 2024 Yılı İçtihadı"

Yeni Kitabımı Yayınladım: "Tamamlayıcı Koruma: 2024 Yılı İçtihadı" Son yıllarda, tamamlayıcı koruma , yabancı vatandaşların teme...