venerdì 5 settembre 2025

2025 Kota Kararnamesi: 4 Eylül’deki yenilikler ve reformun kritik noktaları

 

2025 Kota Kararnamesi: 4 Eylül’deki yenilikler ve reformun kritik noktaları

Bakanlar Kurulu, 4 Eylül 2025 tarihli toplantısında yabancıların yasal girişi ve göç akışlarının yönetimine ilişkin acil önlemler içeren bir kanun hükmünde kararnameyi kabul etti. Bu düzenleme, üç yıllık programlamanın yapısını korumakla birlikte, idari prosedürlerin bazı kritik yönlerini ve göçmen işçilerin haklarını etkilemektedir.

Başlıca yenilikler

1. Sürelerin kota atamasından itibaren başlaması
Çalışma izninin verilmesi için süre artık başvurunun sunulduğu tarihten değil, kotaya fiilen dahil edildiği tarihten itibaren işlemeye başlıyor. Bu değişiklik süreleri daha gerçekçi kılarken, kotaya dahil edilme sürecinin yavaş olduğu bölgelerde bekleme süresini uzatabilir.

2. Beyanların doğrulanmasının genişletilmesi
Halihazırda bazı kategoriler için öngörülen kontroller artık “standart dışı” girişlere de (araştırma, yüksek nitelikliler, BT ve gönüllülük) genişletiliyor. Bu adım şeffaflığı artırıyor, ancak yeterli kurumlar arası koordinasyon olmadan gecikmelere yol açabilir.

3. Özel işverenler için üç başvuru sınırının kalıcı hale gelmesi
Deneme amaçlı getirilen kural kalıcı hale geldi: özel işverenler en fazla üç çalışma izni başvurusu yapabilecek. Bu düzenleme suistimalleri sınırlamayı hedefliyor, ancak daha fazla işçi ihtiyacı olan kooperatifler veya birden fazla bakıcıya ihtiyaç duyan aileler için sorun yaratabilir.

4. Dönüşüm beklenirken oturum hakkı
Yabancı işçilerin, oturum izninin dönüşümünü beklerken de ülkede kalma ve çalışma hakkı açıkça tanındı. Bu durum hukuki güvenceleri güçlendiriyor.

5. Sömürü mağdurları için korumanın güçlendirilmesi
Yasa dışı aracılık ve sömürü mağdurlarına verilen oturum izni altı aydan on iki aya çıkarıldı. Aynı uzatma sosyal koruma izinleri için de geçerli olup, bu kişilere ve aile içi şiddet mağdurlarına Katılım Ödeneği erişimi sağlanacak.

6. Aile ve sağlık yardımcılarının kota dışı kabulü
Engelli veya bakıma muhtaç yaşlıların bakımına yönelik işçiler artık kalıcı olarak kota dışında değerlendiriliyor. Ancak ilk 12 ay boyunca işçi sadece izin verilen işte çalışabilecek ve işveren değişikliği yalnızca Bölgesel Çalışma Müfettişliğinin onayıyla mümkün olacak.

7. Aile birleşimi ve gönüllülük
Aile birleşimi için izin süresi 90 günden 150 güne çıkarıldı; bu değişiklik AB mevzuatıyla uyumludur. Gönüllülük programları ise yıllık değil, üç yıllık hale getirildi.

8. ALI ile dijitalleşme
Oturum sözleşmeleri ve entegrasyon anlaşmalarının yönetimi için dijital platform faaliyete geçti: işveren girişi çevrimiçi bildiriyor, vergi numarası otomatik olarak oluşturuluyor, sözleşme dijital olarak imzalanıyor ve belgeler 8 gün içinde yükleniyor. Bu önemli bir adımdır, ancak teknik sorunlar yaşanması halinde sıkıntılar doğurabilir.

Kritik noktalar

  • Sürelerin ertelenmesi: Kotaya dahil edilme tarihinden itibaren hesaplanması, idarenin hareketsizliği için dava açma imkânını geciktirebilir.

  • Üç başvuru sınırının katılığı: Suistimallere karşı faydalı, ancak çoklu ihtiyaçları olan işverenler için esnek değil.

  • Aile yardımcıları için 12 aylık sınırlama: İşverenleri hızlı işçi değişiminden korur, fakat işçileri sömürü riskine açık hale getirir.

  • Aile birleşiminde sürenin uzatılması: Gecikmelerin “yasallaştırılması” anlamına gelebilir.

  • Hızlandırılmış dijitalleşme: Yeni prosedür ilerleme sağlar, ancak kısa süre (8 gün) teknik arızalarda sorunlu olabilir.

Sonuç

Kararname, prosedürlerin rasyonelleştirilmesini ve dijitalleşmenin hızlandırılmasını hedefleyerek kota sisteminin istikrarı yolunda bir adım daha atmaktadır. Ancak, açıklığa kavuşturulması ve ek kaynak gerektiren kritik meseleler de gündeme gelmektedir. Açık yönergeler ve etkili denetim olmadan, mevcut sorunların çözülmesi yerine ertelenmesi riski vardır.

İdarenin ihtiyaçları ile göçmen işçilerin hakları arasındaki denge, bu reformun gerçek sınavı olmaya devam etmektedir.


Avukat Fabio Loscerbo

Nessun commento:

Posta un commento

New on TikTok: 🎙️ Título del episodio: Abrir una cuenta bancaria: un derecho para los solicitantes de protección internacional y complementaria 🎧 Texto del pódcast (versión en español): Bienvenidos a un nuevo episodio de Diritto dell’Immigrazione, el pódcast dedicado al derecho de la inmigración. Hoy hablaremos de un tema muy concreto, pero que todavía genera confusión y obstáculos en la práctica: el derecho de los solicitantes de protección internacional y complementaria a abrir una cuenta bancaria o postal en Italia. Abrir una cuenta bancaria no es un privilegio. Es un derecho fundamental, reconocido por la legislación italiana y europea, y constituye una de las herramientas esenciales de inclusión social y financiera. Desde el año 2018, con el Decreto del Ministerio de Economía y Finanzas n.º 70, se introdujo en Italia la llamada cuenta básica, accesible para todas las personas que residan legalmente en el país, incluso para quienes están a la espera de una decisión sobre su solicitud de protección. Esta cuenta permite realizar operaciones esenciales: depósitos, retiros, pagos y transferencias electrónicas. Este derecho fue confirmado oficialmente por Poste Italiane, que desde junio de 2019 reconoce la posibilidad de que los solicitantes de protección abran una cuenta Bancoposta básica presentando su permiso de residencia provisional o el recibo de renovación emitido por la Questura. Se trata de un paso importante, resultado también de acciones legales y reclamaciones formales promovidas por diversos profesionales del sector, incluido mi despacho. En varias comunicaciones oficiales —entre ellas los protocolos PB-250109170, PB-250521121, PB-250201058 y PB-250606324 del año 2025— Poste Italiane aclaró que el permiso de residencia provisional por protección internacional o complementaria es un documento válido para la identificación y para la apertura de una cuenta básica. Y si el código fiscal está indicado en el documento, este también puede servir como prueba fiscal válida. Negar este derecho significa violar un derecho subjetivo reconocido y, en algunos casos, constituye un acto discriminatorio. En tales situaciones, la persona afectada puede presentar una reclamación formal ante Poste Italiane o ante el banco correspondiente, acudir al Árbitro Bancario Financiero (ABF), o informar de la violación al Banco de Italia, autoridad supervisora del sistema bancario. Abrir una cuenta bancaria es mucho más que una simple operación financiera: es la base para trabajar legalmente, recibir un salario, pagar el alquiler, acceder a los servicios sanitarios y participar en la vida civil. Es, en todos los sentidos, una forma de ciudadanía económica. El derecho a abrir una cuenta bancaria, para quienes solicitan protección internacional o complementaria, representa una manifestación concreta de dignidad personal y una herramienta real de integración. Garantizar la efectividad de este derecho significa construir una sociedad que no excluya, sino que incluya; una sociedad donde la legalidad y la integración comienzan con algo tan simple, pero tan esencial, como una cuenta bancaria. Soy el abogado Fabio Loscerbo, y esto es Diritto dell’Immigrazione: el pódcast que explica las leyes, los derechos y los casos reales del derecho de los extranjeros en Italia. Hasta el próximo episodio.

https://ift.tt/eEpWN6o 🎙️ Título del episodio: Abrir una cuenta bancaria: un derecho para los solicitantes de protección internacional y co...