İdari kararın tebliği ve itiraz süresinin başlangıcı: Catania Mahkemesi, teslimatın fiilen gerçekleştiğinin kanıtlanması gerektiğini vurguluyor
Av. Fabio Loscerbo
14 Kasım 2024 tarihli kararıyla (Dosya No: 5763/2024), Catania Mahkemesi, uluslararası koruma alanındaki önemli pratik bir konuyu ele aldı: ret kararının tebliğinin geçerliliği ve itiraz süresinin başlangıcının nasıl hesaplanması gerektiği, 25/2008 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 35-bis maddesi kapsamında.
Somut olayda, idare, bölgesel komisyonun olumsuz kararını başvuru sahibine gönderdiğini VESTANET sisteminden alınan bir ekran görüntüsüyle kanıtladı. Bu belge, iadeli taahhütlü postanın gönderim tarihini gösteriyordu. Ancak idare, kararın başvuru sahibine gerçekten ulaştığını kanıtlayamadı ki bu, itiraz süresinin başlangıcını belirlemek açısından kritik bir unsurdur.
Genel ilke: itiraz eden kişi süresinde başvurduğunu kanıtlamakla yükümlüdür
Mahkeme, yerleşik içtihatlara uygun olarak, itiraz edenin başvurusunu zamanında yaptığını kanıtlaması gerektiğini belirtti (örn. Cass. 37672/2022; 21133/2020).
Ancak Yargıtay’ın 10 Temmuz 2024 tarihli 18925 sayılı kararında belirtildiği üzere, bu kural, idarenin tutumu göz önünde bulundurularak uygulanmalıdır: Eğer idare, tebliğ şerhini veya teslim alındı belgesini sunmuyorsa, başvuru sahibi, alternatif belgelerle ya da bu belgeleri elde etmeye çalıştığını ancak sonuç alamadığını ispatlayarak süresinde başvurduğunu gösterebilir.
Posta ile tebliğ: posta damgası ve teslim alındı belgesinin önemi
Catania Mahkemesi, 142/2015 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 11. maddesinin 3-bis fıkrası uyarınca, geçerli bir tebliğin teslim alındı belgesiyle kanıtlanması gerektiğini vurgulamıştır. VESTANET sisteminden alınan ekran görüntüsü, yalnızca gönderim tarihini gösterdiği için, teslimatın gerçekleştiğini ispatlamak için yeterli değildir (Cass. 36900/2022).
Sonuç: teslimat kanıtlanmadıysa itiraz süresi başlamaz
Bu nedenle mahkeme, posta yoluyla fiili teslimatın ispatlanmadığı durumlarda tebliğin geçerli sayılamayacağını belirtti. Bu bağlamda, itiraz süresinin başlangıcı olarak, başvuru sahibine 20 Mayıs 2024’te kararnamenin elden teslim edildiği tarih kabul edilmiştir. Başvuru bu tarihten itibaren 30 gün içinde yapıldığı için zamanında yapılmış sayılmıştır.
Sonuç değerlendirmesi
Bu karar, uluslararası koruma davalarında temel bir ilkeleri teyit etmektedir: bir kararın sadece gönderilmesi, onun tebliğ edildiği anlamına gelmez; mutlaka teslimatın gerçekten gerçekleştiği ispatlanmalıdır. İtiraz süresi de ancak bu tarihten itibaren başlar, sistemdeki iç kayıt tarihinden değil.
Ayrıca karar, başvuranın ispat yükü ile idarenin işbirliği yükümlülüğü arasında bir denge kurulması gerektiğini göstermektedir. Bu, özellikle başvuranın ülkeyi terk etme riskiyle karşı karşıya kaldığı durumlarda, adli koruma hakkının etkin kullanımı açısından yaşamsal önem taşır.
Av. Fabio Loscerbo
Nessun commento:
Posta un commento