Başlık:
Özel koruma ve sosyal-mesleki entegrasyon: 10 Temmuz 2025 tarihli, Katania Mahkemesi – Göçmenlik Dairesi kararı hakkında not, R.G. 9595/2023
1. Giriş
Katania Mahkemesi Göçmenlik Dairesi tarafından verilen bu karar, davacının Uluslararası Koruma Tanıma Bölge Komisyonu’nun, yinelenmiş uluslararası koruma talebini kabul edilemez ilan eden kararına karşı açtığı davayı konu almaktadır.
Karar iki yönüyle dikkat çekmektedir: Bir yandan mülteci statüsü ve ikincil koruma konusundaki olumsuz değerlendirmenin teyidi; diğer yandan davacının İtalya’daki sosyal-mesleki ve ailevi kökleri nedeniyle, 286/1998 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 19. maddesi, 1.1. fıkrası uyarınca özel koruma hakkının tanınması.
2. Yinelenmiş başvurunun kabul edilmezliği
Mahkeme, 25/2008 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 29. maddesi, 1. fıkrası, (b) bendine uygun olarak, yeni bir unsur sunulmadığı için, Bölge Komisyonu’nun yinelenmiş başvuruyu kabul edilemez ilan etme kararının yerinde olduğunu belirtmiştir.
Davacı, bireysel zulüm riski (251/2007 sayılı KHK m.7) veya ciddi zarar (251/2007 sayılı KHK m.14, a ve b bentleri) ile ilgili somut vakıalar ortaya koymadan, yalnızca genel kişisel sorunlarını dile getirmiştir.
251/2007 sayılı KHK m.14, (c) bendi açısından ise, Mahkeme, Fas’ta silahlı çatışmadan kaynaklanan ayrım gözetmeyen bir şiddet durumunun bulunmadığını, geniş kapsamlı uluslararası kaynak incelemesine dayanarak tespit etmiştir.
3. Özel koruma incelemesi
Uluslararası koruma koşullarının bulunmadığını teyit etmesine rağmen Mahkeme, Yargıtay’ın 8819/2020 sayılı kararında da vurgulanan ilke gereğince, talep edilen hukuki nitelendirmeden bağımsız olarak, kanunda öngörülen tüm koruma türlerini resen değerlendirme yükümlülüğü çerçevesinde özel koruma koşullarını incelemiştir.
130/2020 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile değiştirilen 19. maddenin 1.1. fıkrasına atıfla, davacının ülkesine geri gönderilmesinin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi m.8 ile korunan özel ve aile hayatına saygı hakkının ihlaline yol açacağı değerlendirilmiştir. Bu sonuca davacının İtalya’daki sosyal ve mesleki entegrasyonu gerekçe olarak gösterilmiştir.
4. Entegrasyon unsurları
Entegrasyon şu belgelerle kanıtlanmıştır:
-
2023 ve 2024 yıllarına ait ücret bordroları ile belirlenmiş iş sözleşmesi;
-
Mesleki eğitim sertifikaları (kendinden tahrikli endüstriyel forklift kullanımı ve yüksek riskli iş güvenliği kursu);
-
İtalya’da ikamet eden bir Fas vatandaşı ile evlilik ve İtalya’da doğmuş bir küçük çocuk.
Yargıtay (kararlar: 7396/2021; 16369/2022; 26089/2022), bu unsurların ciddi bir entegrasyon niyetini gösterdiğini ve bunun özel koruma değerlendirmesinde önemli olduğunu belirtmiştir.
5. Karar
Mahkeme davayı kısmen kabul ederek, davacının özel koruma için oturma izni alma hakkını tanımış, bu iznin çalışma amaçlı oturma iznine dönüştürülebileceğine hükmetmiş ve belgenin düzenlenmesi için dosyanın Questore’ye gönderilmesine karar vermiştir. Yargılama giderleri iade edilmeyecek şekilde belirlenmiştir.
6. Sonuç
Bu karar, yeni veya somut unsurlara dayanmayan uluslararası koruma başvurularını reddederken, aile bağlarının ve ülke içindeki fiili entegrasyonun korunması gerekliliğini kabul eden yargı yaklaşımı içinde yer almaktadır.
Katania Mahkemesi’nin benimsediği yaklaşım, yinelenmiş başvuruların kabul edilmezliği kurallarının uygulanmasındaki sıkılığı, özel ve aile hayatına ilişkin anayasal ve uluslararası değerlerin korunmasına gösterilen özen ile dengeli biçimde birleştirmektedir.
Av. Fabio Loscerbo
Nessun commento:
Posta un commento