sabato 14 giugno 2025

Uzun Süreli Kalıcılar için AB İkamet İzninin Teşvik Edici Niteliği: Emilia-Romagna Bölge İdare Mahkemesi 1. Dairesi’nin 681/2025 Sayılı Kararı (R.G. 540/2021) Işığında İdarenin Takdir Yetkisinin Sınırları

Başlık:
Uzun Süreli Kalıcılar için AB İkamet İzninin Teşvik Edici Niteliği: Emilia-Romagna Bölge İdare Mahkemesi 1. Dairesi’nin 681/2025 Sayılı Kararı (R.G. 540/2021) Işığında İdarenin Takdir Yetkisinin Sınırları


1. Giriş

12 Haziran 2025 tarihinde Emilia-Romagna Bölge İdare Mahkemesi tarafından verilen 681/2025 sayılı karar (Genel Esas No: 540/2021), yabancılar hukukunun hassas bir konusunu ele almaktadır: bir mahkûmiyet kararı sonrasında uzun süreli kalıcılar için verilen AB ikamet izninin iptali ve buna karşılık çalışma gerekçesiyle geçici bir oturma izni verilmesi. Söz konusu karar, bu izin türünün geniş anlamda "teşvik edici" karaktere sahip olduğunu ve mutlak, kazanılmış bir hak teşkil etmediğini teyit eden yerleşik içtihadı pekiştirmektedir.


2. Olayın Özeti: Gerçekler ve Davacının İddiaları

Davacı, 2017 yılında Bologna Emniyeti tarafından kendisine uzun süreli kalıcı AB ikamet izni verilen Bangladeş vatandaşıdır. 2019 yılında izninin güncellenmesini talep etmiştir. Ancak 26 Mart 2021 tarihli ve 19 Nisan 2021’de tebliğ edilen kararla, davacının daha önce bir yağma ve yaralama suçundan mahkûmiyet alması gerekçesiyle söz konusu izin iptal edilmiş ve bunun yerine bir yıllık, yenilenebilir çalışma amaçlı oturma izni düzenlenmiştir.

Davacı, İltica ve Göç Kanunu’nun 9. maddesi 4. fıkrasının ihlali ve gerekçesizlik iddialarıyla karara itiraz etmiş, iptalin otomatik biçimde yapıldığını, oysa kendisinin düzenli çalışma hayatı, ailevi yerleşikliği ve İtalya’da okula giden küçük çocukları olduğunu, dolayısıyla topluma entegre olduğunu ileri sürmüştür.


3. Usul Süreci

Temmuz 2021’de tedbir talebi reddedilmiş (Karar no: 352/2021), ardından dosya uzun süre işlem görmemiştir. Daha sonra yargılamadaki yığılmaları azaltmaya yönelik özel bir duruşma listesine alınarak, esas duruşması 11 Haziran 2025’te yapılmıştır. Mahkeme davacının menfaatinin halen mevcut olduğunu tespit ederek davayı esastan reddetmiştir.


4. Mahkemenin Gerekçesi: Sosyal Entegrasyon ile Kamu Güvenliği Arasında Denge

Mahkeme, idarenin yaptığı değerlendirmeyi orantılı ve yeterli bulmuştur:

  • Uzun süreli kalıcı AB ikamet izni, mutlak bir hak değil, yabancının toplumla bütünleşme düzeyine göre verilen bir ödül niteliğindedir.

  • İdare, davacının İtalya’da kalma menfaati ile kamu güvenliğini dengelemiş ve suça ilişkin ciddi geçmişi (yağma ve şiddet) dikkate alarak daha düşük profilli bir izin vermiştir.

  • Bu nedenle sürekli oturum izni iptal edilmiş, yerine bir yıllık çalışma amaçlı oturma izni verilmiştir.

Mahkeme, bu yaklaşımın ne İtalyan Anayasası’na ne de Avrupa Birliği hukukuna aykırı olmadığını, zira her durumda bireysel değerlendirmenin yapıldığını ve kamu yararı gerektiğinde kısıtlayıcı kararların alınabileceğini ifade etmiştir.


5. Yargı İlkesinin Teyidi: “Güçlendirilmiş” İzin Dokunulmaz Değildir

Mahkeme, daha önce verdiği kararlar (örneğin 609/2025 ve 263/2025 sayılı kararlar) doğrultusunda, yaşam hakkı ve kamu güvenliği gibi anayasal değerlere zarar veren eylemler nedeniyle mahkûm edilmiş yabancılara uzun süreli kalıcı izin verilemeyeceğini vurgulamıştır.

Ayrıca şu hususlara işaret edilmiştir:

  • Toplum açısından tehlikelilik değerlendirmesi, idarenin takdir alanına girer;

  • Mahkûmiyet kararı, bu özel statünün iptali için yeterlidir ve daha düşük bir izin türü verilmesine engel teşkil etmez;

  • Karar yeterince gerekçelidir ve otomatik alınmış bir karar değildir.


6. Sonuç

TAR Emilia-Romagna’nın 681/2025 sayılı kararı, uzun süreli kalıcı AB ikamet izninin verilmesinin veya yenilenmesinin her zaman yabancının kişisel geçmişine ve kamu düzenine aykırı unsurların bulunmamasına bağlı olduğunu bir kez daha teyit etmektedir.

Karar, davacının daha istikrarlı bir hukuki statüsünü kaybetmesine yol açsa da, onun İtalya’da yasal olarak kalmasına, çalışmasına ve aile hayatını sürdürmesine engel olmamaktadır. Aynı zamanda, hukuka saygı ve sivil sorumluluk çerçevesinde statünün ileride yeniden kazanılması yolunu açık bırakmaktadır.

Bu karar, bireysel sorumluluk ve toplumsal bütünleşme esasına dayalı kademeli ve tersine çevrilebilir bir entegrasyon modelini güçlendirmektedir. Gelişmiş statülerin korunması, kişisel davranışlara ve toplumsal normlara uyuma bağlıdır.


Av. Fabio Loscerbo
Avukat – Bologna Barosu Üyesi

Nessun commento:

Posta un commento

New on TikTok: 🎙️ Título del episodio: Abrir una cuenta bancaria: un derecho para los solicitantes de protección internacional y complementaria 🎧 Texto del pódcast (versión en español): Bienvenidos a un nuevo episodio de Diritto dell’Immigrazione, el pódcast dedicado al derecho de la inmigración. Hoy hablaremos de un tema muy concreto, pero que todavía genera confusión y obstáculos en la práctica: el derecho de los solicitantes de protección internacional y complementaria a abrir una cuenta bancaria o postal en Italia. Abrir una cuenta bancaria no es un privilegio. Es un derecho fundamental, reconocido por la legislación italiana y europea, y constituye una de las herramientas esenciales de inclusión social y financiera. Desde el año 2018, con el Decreto del Ministerio de Economía y Finanzas n.º 70, se introdujo en Italia la llamada cuenta básica, accesible para todas las personas que residan legalmente en el país, incluso para quienes están a la espera de una decisión sobre su solicitud de protección. Esta cuenta permite realizar operaciones esenciales: depósitos, retiros, pagos y transferencias electrónicas. Este derecho fue confirmado oficialmente por Poste Italiane, que desde junio de 2019 reconoce la posibilidad de que los solicitantes de protección abran una cuenta Bancoposta básica presentando su permiso de residencia provisional o el recibo de renovación emitido por la Questura. Se trata de un paso importante, resultado también de acciones legales y reclamaciones formales promovidas por diversos profesionales del sector, incluido mi despacho. En varias comunicaciones oficiales —entre ellas los protocolos PB-250109170, PB-250521121, PB-250201058 y PB-250606324 del año 2025— Poste Italiane aclaró que el permiso de residencia provisional por protección internacional o complementaria es un documento válido para la identificación y para la apertura de una cuenta básica. Y si el código fiscal está indicado en el documento, este también puede servir como prueba fiscal válida. Negar este derecho significa violar un derecho subjetivo reconocido y, en algunos casos, constituye un acto discriminatorio. En tales situaciones, la persona afectada puede presentar una reclamación formal ante Poste Italiane o ante el banco correspondiente, acudir al Árbitro Bancario Financiero (ABF), o informar de la violación al Banco de Italia, autoridad supervisora del sistema bancario. Abrir una cuenta bancaria es mucho más que una simple operación financiera: es la base para trabajar legalmente, recibir un salario, pagar el alquiler, acceder a los servicios sanitarios y participar en la vida civil. Es, en todos los sentidos, una forma de ciudadanía económica. El derecho a abrir una cuenta bancaria, para quienes solicitan protección internacional o complementaria, representa una manifestación concreta de dignidad personal y una herramienta real de integración. Garantizar la efectividad de este derecho significa construir una sociedad que no excluya, sino que incluya; una sociedad donde la legalidad y la integración comienzan con algo tan simple, pero tan esencial, como una cuenta bancaria. Soy el abogado Fabio Loscerbo, y esto es Diritto dell’Immigrazione: el pódcast que explica las leyes, los derechos y los casos reales del derecho de los extranjeros en Italia. Hasta el próximo episodio.

https://ift.tt/eEpWN6o 🎙️ Título del episodio: Abrir una cuenta bancaria: un derecho para los solicitantes de protección internacional y co...