Toplumsal kök salma, sınır dışı etmenin önünde bir engel olarak:
Bolonya Mahkemesi, T.U.I. madde 19, fıkra 1.1 uyarınca özel koruma hakkını tanıdı
(Bolonya Göç Hukuku Mahkemesi’nin 12 Haziran 2025 tarihli, R.G. 14052/2023 sayılı kararına ilişkin değerlendirme)
1. Giriş
12 Haziran 2025 tarihli kararıyla Bolonya Mahkemesi – Göç Hukuku İhtisas Dairesi – Bologna Emniyet Müdürlüğü’nün bir yabancıya özel koruma amaçlı oturum izni vermeyi reddetmesine karşı yapılan itirazı kabul etti.
Karar, 130/2020 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile değiştirilen ve 20/2023 sayılı Kanun Hükmünde Kararname yürürlüğe girmeden önceki haliyle, T.U.I. madde 19, fıkra 1.1 çerçevesinde sınır dışı etmenin önünde meşru bir sınır olarak “toplumsal kök salma” kavramının hukuki ve içtihat temelli analizini içermesi bakımından dikkat çekicidir.
2. Hukuki çerçeve
Dava, başvurucunun özel koruma talebini 7 Temmuz 2022 tarihinde yapmış olması nedeniyle, 130/2020 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamındaki hükümlere göre değerlendirilmiştir.
Bu düzenlemeye göre, sınır dışı yasağı yalnızca zulüm riskiyle sınırlı kalmayıp, aynı zamanda bireyin özel ve aile hayatına yönelik ciddi bir tehdit oluşturan geri gönderme durumlarını da kapsamaktadır (AİHS madde 8 uyarınca).
Yargıtay Büyük Daire (Sezioni Unite), 24413/2021 sayılı kararında bu korumanın yalnızca tamamlayıcı bir statü olmadığını, aksine İtalya’da güçlü bir özel hayat geliştirmiş bireyler için bir temel hak olduğunu vurgulamıştır.
3. Olayın özellikleri
Başvurucu 2006 yılından bu yana İtalya’da ikamet etmektedir. Oturum durumunu birkaç kez düzenlemeye çalışmış, evlenmiş, hamile eşiyle birlikte kira sözleşmesine dayalı bir konutta yaşamaktadır.
Kendisi süresiz bir iş sözleşmesine sahip olup, aylık yaklaşık 1650 € maaş almaktadır. Ortaokul diploması ve hasta bakımı sertifikası almış, kilise faaliyetlerine düzenli olarak katılmakta ve İtalyanca'yı iyi düzeyde kullanmaktadır.
Mahkeme, sunulan belgeler aracılığıyla başvurucunun ailevi ve ekonomik açıdan istikrarlı bir yaşama sahip olduğunu ve sabıka kaydının bulunmadığını tespit etmiştir.
4. Hukuki değerlendirme
Yargıtay’ın 7861/2022 sayılı kararında tanımlandığı üzere, “üçlü kök salma” kriteri dikkate alınmıştır:
-
Ailevi kök salma,
-
Sosyal kök salma,
-
İtalya’da kalış süresiyle bağlantılı kronolojik kök salma.
Bu davada, başvurucu ailesel, sosyal ve ekonomik alanlarda güçlü bağlar kurmuş olup, olası bir sınır dışı kararı, bu ilişkileri orantısız bir şekilde ihlal edecektir.
Mahkeme ayrıca Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Niemetz v. Almanya (1992) kararına atıfla, özel hayat kavramının mesleki ve sosyal ilişkileri de kapsadığını belirtmiştir.
Başvurucunun kişisel kimliği ve onuru ile özel hayatının korunması gereği vurgulanmış, yaklaşık 19 yıllık entegrasyon sürecinin zorla kesintiye uğratılmasının, temel haklarının ağır şekilde zedelenmesine yol açacağı ifade edilmiştir.
5. Sonuç
Mahkeme, başvuruyu kabul etmiş ve iki yıl süreli, yenilenebilir ve çalışma iznine çevrilebilir özel koruma amaçlı oturum izni verilmesine karar vermiştir.
Davaya ilişkin masrafların karşılıklı olarak tazmin edilmesine hükmedilmiştir, zira başvurunun kabul edilmesine yol açan olgular, idari karar sonrasında ortaya çıkmıştır.
Bu karar, İtalya'daki yargı içtihatlarının yabancıların ailevi ve toplumsal kök salmalarını, insan onurunun korunması bağlamında temel bir dayanak olarak kabul eden yaklaşımını pekiştirmektedir.
Nessun commento:
Posta un commento