Schengen Bildirimi ve Oturma İzninin Reddedilmesi: Entegrasyonu Engelleyen Katı Bir Düzenleme
Emilia-Romagna Bölgesel İdare Mahkemesi’nin 638/2024 sayılı kararı, İtalya’daki göç mevzuatının hâlâ bireysel durumları değerlendirmeye izin vermeyen ve entegrasyon sürecini engelleyen otomatik uygulamalara dayandığını bir kez daha gözler önüne sermektedir. Söz konusu dava, bir Fas vatandaşının çalışma düzenlemesi çerçevesinde oturma izni başvurusunun reddedilmesine ilişkindir. Başvuru reddedilmiş, çünkü Fransa tarafından 2021 yılında sınır dışı edilmesinin ardından Schengen Bilgi Sistemi'ne (SIS) kaydedilmiştir.
Mahkeme, Schengen bildirimlerinin kişinin İtalya topraklarına kabul edilmemesi için kesin bir engel oluşturduğunu ve kamu idaresinin başvuru sahibinin durumunu değerlendirmesini engellediğini doğrulamaktadır. Bu yaklaşım, yabancı bir çalışanın İtalya'daki gerçek entegrasyon durumunu analiz etmeye izin vermemekte ve ülkeye sağlayabileceği ekonomik ve sosyal katkıyı tamamen göz ardı etmektedir.
Göç konusunda benim görüşüm, “Entegrasyon mu Yeniden Göç mü?” adlı kitabımda dile getirdiğim gibi, açık bir modele dayanmaktadır: entegrasyon üç temel ilkeye dayanmalıdır: çalışma, dil ve kurallara saygı. Bu kriterleri karşılayan kişilerin, bürokratik engeller veya bireysel durumları dikkate almayan idari kararlar nedeniyle dışlanmaması gerekir. Bu vakada, Schengen bildirimi ayrım gözetmeksizin uygulanmakta ve başvuranın İtalya’da sosyal ve mesleki entegrasyon sağlamış olup olmadığı değerlendirilmemektedir.
Avrupa Birliği hukuku, Schengen bildirimlerinin üye devletler için otomatik olarak bağlayıcı olmadığını, başvuru sahibinin somut durumu ve başvurunun amacı göz önünde bulundurularak değerlendirilebileceğini öngörmektedir. Ancak İtalya, katı ve bürokratik bir yaklaşımı benimseyerek dürüstçe çalışan ve yasalara saygı gösteren bireylerin bile yasal statü kazanmasını engellemektedir.
Entegrasyon, yalnızca teorik bir kavram değil, ölçülebilir bir süreç olmalıdır ve açıkça tanımlanmış kriterlere dayanmalıdır. Schengen bildirimlerinin otomatik olarak uygulanması, entegrasyon hakkını fiilen ortadan kaldırmakta ve hâlihazırda ülkede bulunan kişilerin herhangi bir alternatif sunulmadan reddedilmesine yol açarak yasa dışı göçü daha da artırmaktadır. Daha adil bir model, bireysel değerlendirme yapılmasını sağlamalı, başvuru sahibinin sosyal ve ekonomik katkısını göz önünde bulundurmalı ve yalnızca gerçek kamu güvenliği tehditleri durumunda reddetme kararı alınmalıdır.
Bu mahkeme kararı, göçmenlerin yasal statü kazanmasına erişim sisteminde reform yapılması gerektiğini açıkça ortaya koymaktadır. Güvenlik ve entegrasyon arasında bir denge sağlayan kriterler benimsenmelidir. İtalya, göçü cezalandırıcı ve katı kurallarla yönetmeye devam edemez; rasyonel ve sürdürülebilir bir model benimsemeli, entegrasyonu teşvik etmeli ve yasal statü kazanmak isteyenler için net kurallar belirlemelidir. Yeniden Göç (ReImmigrazione), bir ayrımcılık aracı değil, entegrasyon sağlamayan bireyler için düzenleyici bir ilke olarak uygulanmalıdır. Ancak bu, topluma aktif olarak katkıda bulunan bireylerin cezalandırılması anlamına gelmemelidir.
Av. Fabio Loscerbo
📧 avv.loscerbo@gmail.com
🌐 https://www.avvocatofabioloscerbo.it
Nessun commento:
Posta un commento