Koruma başvurusunda bulunan kişinin, temel günlük ihtiyaçları için Emniyet Müdürlüğü'nde tutulan pasaportunu geçici olarak alma hakkı
Bolonya Mahkemesi’nin 7 Mart 2025 tarihli, Esas No: 1222/2025 sayılı kararına ilişkin değerlendirme
Koruma başvurusunda bulunan kişilerin somut haklarına giderek daha duyarlı hâle gelen yargı pratiği içinde, Bolonya Mahkemesi'nin – göç konularında uzmanlaşmış dairesinin – 7 Mart 2025 tarihli bu kararı, işbirliği yükümlülükleri ile günlük yaşamın gerçek ihtiyaçları arasındaki denge üzerine düşünmeyi teşvik eden önemli bir dönüm noktasıdır.
Olay, koruma başvurusunda bulunan bir kişinin Modena Emniyet Müdürlüğü’nden pasaportunu geçici olarak geri istemesiyle başlamıştır. Söz konusu pasaport, 25/2008 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 11. maddesinin 1. fıkrası uyarınca, koruma başvurusu sırasında teslim edilmiştir. Talep sahibi ülkeyi terk etmek istememekteydi; yalnızca bir banka işlemi için geçerli bir kimlik belgesine ihtiyaç duyuyordu ve banka, ön ödemeli bir kartın ödemesi için orijinal pasaportu şart koşmuştu.
Ayrıca, pasaportun süresi dolmuştu ve yenilenmesi için ilgili ülkenin konsolosluğuna teslim edilmesi gerekiyordu.
Mahkeme, bu geçici talebi kabul ederek şu değerlendirmeyi yapmıştır:
"Pasaportun teslim edilmesi yükümlülüğü [...] başvuru sahibinin, süreci devam ederken, belgeyi kimliğini kanıtlamak amacıyla başka kurumlara sunmasına engel değildir."
Mahkeme ayrıca orantılılık ve makullük ilkesini esas alarak, belirli ve belgelenmiş bir amaçla geçici olarak pasaport bulundurmanın, yasanın ruhuna aykırı olmadığını, aksine onu tamamladığını belirtmiştir.
Kararda, başvuru sahibi pasaportu belirtilen işlemler (yenileme ve bankaya ibraz) için kullandıktan sonra, belgeyi derhal Emniyet Müdürlüğü’ne iade etmesi gerektiği ifade edilmiştir. Böylece, kanunun öngördüğü işbirliği yükümlülüğü de korunmuş olmaktadır.
Koruma hakkına evrimsel bir bakış
Bu karar, daha geniş bir vizyonun parçasıdır: koruma başvurusunda bulunan kişinin hakları sadece prosedür boyunca askıya alınmaz, günlük yaşamda da hayata geçirilmelidir. Geçerli bir kimlik belgesine sahip olmak, banka ve kamu kurumlarıyla iletişim kurmak, konsolosluklara başvurabilmek gibi haklar, bireyin onurunun, sosyal entegrasyonunun ve gerçek anlamda hukuka uygun yaşamanın ayrılmaz bir parçasıdır.
Bolonya Mahkemesi’nin bu kararı, koruma hakkının insani ve makul bir şekilde yönetilmesi için somut bir alan açmakta; şekilcilik yaklaşımını reddederek, geçici süreçlerde dahi kişinin merkeze alınması gerektiğini tekrar vurgulamaktadır.
Av. Fabio Loscerbo
📧 avv.loscerbo@ordineavvocatibopec.it
🌐 www.avvocatofabioloscerbo.it
Nessun commento:
Posta un commento